Huzur ve karmaşa, birbirine oldukça zıt olduğunu düşündüğüm iki farklı kavram. “Büyük şehirde yaşamak mı daha iyidir yoksa küçük bir yerde mi?” Sorusu bana her yöneltildiğinde aklıma gelen iki kelime. Aslında hepimiz böyle düşünmüyor muyuz? Siz de büyük şehirleri karamsarlık, daha küçük bölgeleri huzurla bağdaştırmıyor musunuz?
Büyük bir şehrin küçük bir bölgesinde doğmuş biriyim ben. Ara sıra şehrin iç kısımlarının sıkıcılığına ve monotonluğuna kurban gitmiş olsam da yaşadığım yerin doğayla iç içe oluşunu hep hayranlıkla karşılardım. Gri binaların arasından sıyrılıp bana adeta kollarını açan ağaçlara doğru koşmak güzel hissettirirdi. İnsanın arada bir temiz hava alması, boğuk ortamlardan kurtulması gerek tabii. Küçükken bunun için en güzel çözümüm bisiklet sürmekti. Sadece küçük, beyaz bisikletimi alır özgürlüğümün götürdüğü yere giderdim. Çevremi tanımak ve doğanın tadını çıkarmak için mükemmel fırsatlarım vardı. Ancak şu an görüyorum ki doğru düzgün bisiklet sürecek yer de kalmamış. İnsanlar keyifle bisiklet sürebilmek için sadece belirli birkaç noktaya gidiyor. Peki soruyorum size, kaçınız bisiklet sürebiliyor artık?
Şu ana kadar söylediklerimden de anlamış olacağınız üzere ben küçük ve doğayla iç içe olan bir ortamda yaşamayı tercih ederim. Büyük şehrin derdi de çok olur hem. Daha çok yakıt parası, ulaşım zorluğu ve hava kirliliği bu dertlerden sadece birkaçı. Ben sırf kendimi prestijli biriymişim gibi göstermek için şehrin ortasında pahalı bir villa alıp arabaların egzoz dumanı arasında boğulmak istemiyorum. Ben istiyorum ki hepimiz küçük şehirlerin de güzelliğinin farkına varalım. Büyük şehirlerde her gece arabalarıyla yanlayıp ses ve hava kirliliği yapanlar eşliğinde değil de serin rüzgarla beraber hafifçe hışırdayan ağaç yapraklarının rahatlatıcı sesiyle uyuyalım istiyorum. Betonlaşmadan geriye ağaç kaldıysa tabii…
Büyük şehir olup da size birçok imkan sunan, gayet de temiz şehirler vardır elbette. Amma velakin bunlardan kaçı size aradığınız huzuru sunabilir orası tartışılır. Film, dizilerden veya günlük hayatınızda şuna benzer cümleler duymuşsunuzdur “Haydi bir kaçamak yapalım! Şöyle şehirden uzak bir yerde biraz kafa dinleyelim.” Şu an fark etmeniz gerekmektedir ki bunca zamandır aradığınız huzurun aslında küçük ve ıssız bölgelerde gizli olduğunu bilinçaltınızda bir yerlerde siz de bilmekteydiniz. O kaçamağı siz de yapmak istemişsinizdir elbet. Aradığınız o huzurlu yeri bulmakta kolay gelsin diyorum.
Her yönden ele alındığında küçük bir yerde yaşamanın avantajları daha fazla diye düşünüyorum. Böyle yerlerde stresinin daha az olduğu ise zaten aşikâr. Kirliliğin, sigara ve tütünden on beş kat daha fazla ölüme yol açtığı bu gri dünyada, büyük şehir sevdalısı insanlara iyi eğlenceler diliyorum. Umarım astım cihazına bağlı kaldığınızda da bu kadar eğlenirsiniz.