Herkesin zor durumda kaldığı, mutsuz olduğu, yorulduğu, hiçbir şey yapmak istemediği zamanlar olur. Bu tür durumlarda çoğu kişi hiçbir şey yapmaz, yatar ve durumun geçmesini bekler. Bazıları ise kendine bir terapi yöntemi bulur. Ben bu tür durumlarda genellikle dans ederim. Şimdi diyeceksiniz ki yorulduğun ve hiçbir şey yapmak istemediğin zaman nasıl dans edebilirsin? İyi de dans sadece mutlu veya enerjik olduğumuzda yapacağımız bir şey değil ki.
Dans benim mutsuzken mutlu olmamı, yerdeyken ayağa kalkmamı, yürüyorken uçmamı ve her şeyi unutmamı sağlıyor. Dans beni güçlendiriyor. Hayata karşı kullandığım en güçlü silahım, beni ayakta tutan, beni özgür kılan şey dans.
Dünyada yaşanan gerçekliklerden kopmak ve sizi strese sokan, huzursuz eden şeylerden uzaklaşmak istediğiniz anda sevdiğiniz bir şarkıyı açıp vücudunuzun şarkıya eşlik etmesine izin verin. Dans kendinizle yüzleşmenizin, tanışmanızın güzel bir yoludur. Dans ederken vücudunuz ve beyninizi rahatlatırsınız, vücudunuzu kullanmayı, kontrol etmeyi öğrenirsiniz. Dans ederken ilginç bir şekilde hem her şeyi unutur hem de duyguların hepsini en derinden hissedersiniz.
Dans ederken yaratıcı olun. Yeni şeyler üretin. İçinizden geldiği gibi hareket edin. Serbest olun, özgürlüğü tadın, kendinizi hissedin.
DANSLA OLAN İLGİM NEREDEN GELİYOR?
Benim dansa olan ilgim 3. sınıftayken çok yakın bir arkadaşım sayesinde başladı. Bana bir dizi önerdi: “Shake It Up” ve dizide iki en yakın arkadaşın dansa olan ilgileri ve hayatları anlatılıyordu. Karakterleri birbirimize çok benzettik ve bu diziyi sabah akşam izler olduk. Birbirimizin evine gider ve dizideki koreografileri ezberlerdik. 5. sınıfa geçtiğimizde okul bir dans yarışması düzenledi ve tabii ki biz de katıldık; 1. olduk. Dans etmeyi çok seviyordum ve müzik olan her yerde dans ediyordum. Üstümde olan o gözleri, o ilgiyi seviyordum. Vücudumun duygularımı dile getiriş yoluydu dans.
6. sınıfın ortalarında arkadaşım İstanbul’a taşınmak zorunda kaldı. Beni dansla tanıştıran kişi benden kilometrelerce uzağa gitmişti ve ben büyük bir kırıklık yaşadım. Sonra onsuz dans etmeye devam ettim. Kendimi geliştirmek için elimden geleni yaptım. Yattım kalktım dans ettim. Benim hayatımda büyük bir yer aldı dans. Nerede dans etsem dansımı gören herkes bir dans kursuna gitmemi ve bu yeteneğimi daha da geliştirmemi ve kullanmamı söylediler. Ben de onlara katılıyordum. Fakat bir türlü ailemden izin alamadım.
8. sınıf bitti dans kurslarını araştırdım durdum. Bir sürü yer buldum ve ailemle konuşmaya başladım her zamanki gibi görmezden duymazdan geldiler ne kadar çok istediğimi bilmiyorlardı. Göstermem gerekti ve gösterdim. Her şeyim hazırdı her şey tamamdı sadece izin vermeleri gerekiyordu. Vermediler. Ne kadar yetenekli olduğumu da biliyorlardı ama izin falan vermediler. Beni diğer herkesten iyi anlayan annemle iyice konuştum. Anlattım, ne kadar çok istediğimi ve ihtiyacım olduğunu. Anladı, çünkü gerçekten beni ayakta tutan en önemli şeylerden biri danstı. Bir dans kursuna yazıldım ve mutluyum. İstediğim yerde, istediğim şeyi yapıyorum.
Dansla alakalı büyük hayallerim var, bunlar hep vardı. Ben 3. sınıftayken hoca herkese büyüyünce ne olmak istiyorsun diye sorduğunda dansçı derdim ve hocalar hep güler geçer sonra da liseye gelmeden vazgeçersin der dururlardı ama şu an lise hazırlıktayım ve hala dansçı olmak istiyorum. Kimse benim bu hayalimi yıkamadı, sadece bazı şeylerin farkına vardım. Sadece dans ederek hayatımı geçindirmem zor olur. İçinde bulunduğumuz dönemde ve ülkemizde en önemli görülen şey “para”. Elimde güzel para getiren bir iş olması lazım ve aynı zamanda dansçı olmam lazım. Keşke dansçılara, sanatçılara olan önem olması gerektiği gibi olsa ama nafile. Ben de hayallerimi buna göre kurdum. Hayallerimin gerçekleşeceği günü görmek için sonuna kadar uğraşacağım.
Sevdiğin işi yapmak demek, başarmak demek ve ben başaracağım.
Shake It Up’daki o iki kızdan biri benim idolüm oldu ve dizi her ne kadar bitmiş olsa da ben hala danslarını ara sıra izliyorum. Şu an o kızların dizide oynadıkları yaştayım ve artık yeni idollerim var. Dansın ve o idollerin bana kattığı o kadar çok şey var ki; anlatması çok zor.
Dans eğitimi konusunda eğer profesyonel düşünmüyorsanız, YouTube’da çok tecrübeli dans öğretmenlerinin dans dersi videoları var, onlardan yararlanabilirsiniz. O videoların bana çok yardımı oldu size de öneririm. Her zaman dedikleri gibi; eğer istiyorsanız, her şeyi başarabilirsiniz. Önemli olan istemek, emek vermek. Yetenek dans için tabi ki önemli fakat asıl önemli olan şey dans etmeyi istemek. Müziği duymak, ritmi yakalamak dansta gerçekten çok önemli. Eğer yeteneğiniz olduğunu düşünüyorsanız sakın ama sakın yeteneğinizi küçümseyerek boş yere harcamayın. Mutlu olduğunuz şeyi yapın, kendinizi mutlu edin. 
Çıkın gidin bu dünyadan. Hayallerinizle dans edin. En azından bir 15 dakika unutun her şeyi. Kendinizi hissedin, kendiniz olun. İnsanları unutun, yaşadıklarınızı unutun. Dans edin. Kendiniz için dans edin, seyircinin beğenmesi için değil.
Nerede olduğunuz, kimin ne dediği, hissettiği önemli değil. Önemli olan sizin ne hissettiğiniz ve ne düşündüğünüz.
Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmak sizi ilerletmez. Her zaman kendinizi aşmaya çalışın.
Başkalarının hayatlarının sizin hayalleriniz olmasına izin vermeyin. Hayalleriniz hayatlarınız olsun.
Kısacası dansın büyüsü beni etkisi altına almış durumda ve bu büyünün bozulma imkanı yok. Size de vereceğim tavsiyelerim şunlar: Hayallerinizi ve dansınızı aşağılayan kişilerden uzaklaşın. Size iyi şeyler katacak insanlarla birlikte olmaya çalışın. Eğlencenizi kesmek isteyenleri, mutluluğunuzu bozmak isteyenleri, hayallerinizi yıkmak isteyenleri hayatınızdan çıkarın. Son olarak da vücudunuza ve beyninize bir iyilik yapın. DANS EDİN.
HAYAT BİR SAHNE VE HERKES BİRER DANSÇI. HAYATTA KALMAK İÇİN DANS ETMEMİZ GEREK. EĞER BİR HAREKETİMİZİ YANLIŞ YAPIP YERE DÜŞERSEK EN GÜZEL HAREKETİMİZİ YAPARAK GERİ KALKMALIYIZ Kİ DANSIMIZA DEVAM EDELİM. YERE DÜŞTÜĞÜMÜZDE DEĞİL, PES EDİP YERDE KALDIĞIMIZDA GÖSTERİ SONA ERER.