Hisler ve Eşyalar

Yaşadığımız ortamda düşünme şeklimizi etkileyebilme gücüne sahip birçok eşya var. Eşyadan eşyaya ve zamandan zamana da bu güç pozitif, negatif veya tam olarak açıklayamayacağımızı düşündüğüm bazı başka duygulara yönelik olabiliyor. Peki sebebi ne bunun? Neden belli amaçlar için yapılan spesifik şeyler insanlarda farklı duygular uyanmasına sebep olsun?
Anılar, insanlar yaşadıklarıyla ve bu yaşantılarının içeriklerini harmanlayabilmeleriyle kısıtlıdır. Yani tecrübe ve yaratıcılık. Bunu kör bir insana bir rengi anlatamayacağınız gerçeğiyle örneklendirebiliriz. Peki eşyaların bununla ne alakası var? Şöyle, insan ve diğer pek çok canlı, hayatta kalma mücadelesi gereği duyularının ona getirdiği iletileri birbirine bağlamaya meyilli gelişmişlerdir. Mantıklı olan da bu zaten. Bir kaplan avının çıkaracağı türden bir ses duyduğunda, özellikle de açsa, avını bulacağını düşündüğünden oraya yönelir. Bu ve bunun gibi durumlar iki çok fazla bir arada deneyimlenmiş şeyin zihinde bütünleşmesiyle ve bundan dolayı da ister istemez varsayımlarda bulunmamızla alakalıdır. Bu kaplana avının sesini kaliteli bir hoparlörden de verseniz ses gerçekten avından da gelse kaplan edindiği tecrübelerden dolayı hemen bunun bir avdan geldiği varsayımında bulunur ve sonraki hareketini buna göre yapar. Bu çok bariz bir örnekti, ama bu durum detay gibi duran şeyler için de geçerli olabilir. Kafatası karamsar düşüncelere yol açar çünkü genelde birileri ölene kadar gördüğümüz bir şey değildir. Mutlu zamanımızda dinlediğiniz bir müzik başka bir zaman tekrar dinlediğinizde mutlu olmamıza yardımcı olur. Yazı kapağında gördüğünüz uçak resmi sizi yazının uçaklarla veya uçmakla ilgili olduğuna inandırabilir.

bu görselin sizi iyi hissettirmediğini varsayıyorum

Sıra geldi boş yapmaya. Şimdi siz bunu büyük ihtimalle saygısızlık veya umursamazlık olarak algılayacaksınız. Ama öyle değil. Size öyle geldi çünkü “boş yapma” terimi ile ilgili tecrübeleriniz bu yönde. Normal şartlar altında haklı da olurdunuz. Ön yargılar her ne kadar kötülense de hayatta kalmak için onlara ihtiyacımız var. Sağlıklı bir zihin ve beden için. Sağlıklı zihin için size az önce gösterdiğim örnek ve benzeri durumlarda insan ilişkilerinizi doğru bir şekilde kontrol altına almakta, beden için ise günlük hayatta karşılaşabileceğiniz tehlikeli durumlarda ihtiyacınız olacak ön yargılarınıza. Ön yargılar olmasaydı varsayımda bulunmak mümkün olmazdı. Buradan çıkan şey ise baştan beri bağlantılar olarak tanımladığımız “tecrübeler”in ön yargı denilen şeyin temeli olduğu. Bitirmeden önce şunu da belirtmek lazım, ön yargılamanın bir limiti olmalı ve bu yargılara kesin gözüyle bakılmamalı. Biri, eğer kötü biri gibi dursa bile bile iyi olduğu ihtimalini tamamen görmezden gelmek yanlış olurdu. Ön yargılar her zaman kesin gerçekler değildir.

(Visited 47 times, 1 visits today)