Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallarken iken eski zamanlarda adı sanı unutulmuş bir köy varmış .Bu köye Hırsız köy derlermiş, yıllar içinde komşu köylerin eşyalarını, hayvanlarını çalarak Hırsız köy lakabını almışlar .Bazı insanların içinden çalmak duygusu geçer dermişler dervişler o zamanlar ama hırsızlarla dolu bu köyde herkesin içinden çalma isteği geçmesi ve kendilerini durduramamalarının bir sebebi olmalıydı .Uzun yıllar önce adı unutulan ve çevresindeki köylerinde yok olmasıyla hırsız köyünün ünü unutulmuş. Ormanların dağların arasında adeta kaybolmuş ama bir mucize olmalı ki insanları yaşamış çaldıkları ,gasp ettikleri o kadar eşya varmış ki 10 yıl boyunca köydeki insanlar hayatta kalmış.
10 yılın ardından bölge tekrar canlanmış ,bu sırada hırsız köy hazırlanıyor aynı bir kurt sürüsü gibi avlarını avlamayı bekliyorlardı ama Köy halkının atladığı bir şey vardı ;teknolojiden dışarda neler olup bittiğinden haberleri yoktu,canlanan bölgeye dost mu düşman halkının mı geldiğini bilmiyolardı, ülkeleri yıkılmışmıydı, halk ne durumdaydı? Sorular ardı arda sıralandı .
Köyün insanlarının içinde ‘’bozuk genetik’’ olarak adlandırdıkları bir genç vardı: Ahmet .Ahmetin dışlanmasını, lakap almasını sağlayan şey aslında dışarıdan gelen bir gelindi ahmetin annesi: Fatma. Fatma yan köyden geliyordu ahmetin babası köyün en genç en yetenekli hırsızıydı . tam hırsızlık avına çıktığı sırada Fatma ile karşılaşıp aşık olmuştu ve köy halkına çaktırmadan evliliğini gizlice gerçekleştirdi.2 yıl sonra Ahmet doğdu tabi ki köy halkı fark etti ve ahmeti öldürmeye, gömmeye çalıştılar. O bir melezdi, o hırsız değildi. Ahmeti babası artık köy başkanıydı ve Ahmeti öldürtmedi Ahmet 10 yıl sonra bugün üzerinde olan baskıya dayanamayıp köyden firar etti. Ahmet firarından sonra bölgenin kıyı kısımlarına gitti ve köyünden başka yerler görmenin zevkini öğrendi sonuçta doğduğundan beri adeta kapsül gibi bir yerde sıkışık kaldı. Ahmet hemen yeni insanlarla tanıştı ve köyünün ne yapacağını ,hikayelerini ,hırsız olduklarını söyledi.
500 kişilik bir ekip ile köyünü önlemeye yola çıktılar gizemli, tehlikeli patikalardan geçerek köyün kıyısına vardılar ve köy başkanıyla konuşup insanların hırsız olamamasını ve ceza alıp ölebileceklerini açıkladılar artık yeni kurallar böyle idi köy halkı hırsızlığı bıraktı ve sıradan çiftçi hayatına başladılar Ahmet zorbalansa bile köyünü bu illetten kurtardı ve onun dışlanması belkide Ahmetin köyü kurtarmasına katkı sağladı bazen bazı işleri başarabilmek için önce düşmelisin derler ahmette düşüşü yaşadı ve köyü başarıyla kurtardı.