Bir bahar gününde Esra evinde mutlu mutlu oturuyordu. Tam o sırada bahçeden gelen gürültüyle yerinden sıçradı. Acaba dışarıda biri mi var? Yavaşça yerinden kalktı, korkuyla kapıya yöneldi.
Kapıyı açtığında onu gördü. Tabii ki o mahallenin şakacısı Ahmet idi. Ahmet dedi ki:
– Yahu, hergün bin kere korkutuyorum bininde de korkuyorsun! Hahahaha!
– Ne yapayım? Korkutma sende!
Alaycı bir sesle:
– Aaa olur mu korkutma, bana boşuna ‘’ Mahallenin Şakacısı Ahmet ‘’ denmiyor değil mi?
– Tamam amacına ulaştın. Çok korktum. Şimdi gider misin? Lütfen. Huzurumu bozuyorsun.
Birkaç gün sonra gene Ahmet Esra’yı korkuttu. Bunu tekrarladı ve tekrarladı. Bir gün yine bahçeden sesler geldi. Ama Esra bu sefer şakaya kanmadı. Camı açtı. Tam ‘’ Kanmıyorum ‘’ diye bağıracakken başında çorap olan iki hırsızı gördü. İrkilmişti. Hem de gecenin bir vakti idi. Panikle bahçeye çıkmış ve elinde, evinde ne varsa aldı fırlattı. Onları küçük bir yere kapatıp polisi tam ararken hırsızlar kafalarından çorabı çıkarıp Esra’ ya yüzlerini gösterdi. Onlar Ahmet ve yeni arkadaşı idi. Tam telefonu kapatacakken Ahmet’in yeni arkadaşı gizlice Esra’nın paralarını alırken Esra’ya yakalandı. Yani Ahmet’in yeni arkadaşı gerçek bir hırsız çıktı. Polisi geri getirip onu tutuklattı. Ahmet o günden sonra hiç şaka yapmadı…
Bennu Uçar 3/B