Her çarşamba olduğu gibi yine prova yapmak için stüdyoya gittim. Neredeyse 3 saat erken gittim ve bu 3 saati boşa harcamayıp tek başıma prova yaptım. Beren geldiğinde kan ter içinda kalmıştım. Onu beklemediğim için biraz bozulmuş gibiyidi fakat 3 saat boyunca başka yapacak neyim vardı ki? Yoğun bir gün geçirmiş olmalıydı dans ederken içindeki enerjiyi hiç hissedemedim. 2 saat çalıştıktan sonra koreografinin son halini Tuğba Hoca’ya gösterdik. Hocanın bizi beğenmemesi moralimi daha da bozdu. Bu yarışmayı kazanmamızın zamanı gelmişti artık. Geçen sene 1. olan çift bizi o kadar ezmişti ki Beren bile yarışmaya katılmaktan vazgeçmek üzereydi.
Yarışma gecesine çok az kalmıştı. Heyecanı iliklerimize kadar hissediyorduk. Beren’le stüdyoda sabahlamaktan derslerime verdiğim önem yerin dibine girmişti. Tuğba Hoca bize gaz vermesi gerekirken moralimizi bozmaya devam ediyordu. Resmen bizi hiç beğenmiyordu ve artık vazgeçmemek için kendimizi o kadar zor tutuyorduk ki. Beren beni daha da strese sokup kazanamayıcığımızı bile bile gidiyormuşuz gibi hissetmemi sağlıyordu. Tuğba Hoca zaten bizden ümidini kesmiş gibi davranıyordu. Yarışmaya gittiğimizde rezil olacağımız kişileri hatırlatıp duran Beren artık gerçekten sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Instagram bile üstüme geliyordu durmadan yarışmaya hazırlanan çiftlerin videoları karşıma çıkıyordu ve onlar gibi olamadığımız için kafayı yiyordum.
Yarışma günü sabahı o kadar heyecan yapmıştım ki az kalsın karın ağrısından yataktan çıkamıyordum. Beren’le 1 saat erkenden buluşup bir kaç tekrar alıp hazırlandık. Koreografi zaten ezberimdeydi fakat geçen sene olduğu gibi doğaçlama kısmında kütük gibi kalmaktan çok korkuyordum. Sahneye çıktık ve koreografimizi en iyi şekilde sergilemeye çalıştık. Son 10 saniyelik bölümde hiç beklemediğimiz bir anda Beren ayağını burktu ve yere düştü. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Ona mı yardım edecektim koreografiyi mi bitirecektim? Bozmayıp son 10 saniyeyi tamamlayıp öyle bitirdim dansı. Herkes şok olmuştu. Tuğba Hoca’nın bize bakışı seyircilerin yüz ifadesi beni kıpkırmızı yapmaya yetmişti. Sıra gelmişti doğaçlama bölümüne Beren dans edemeyeceğini söylediğinde kendimi tutamadım ve gözümden bir damla yaş düşüverdi. Tuğba Hoca tek başıma çıkamayacağımı söyledi fakat asla bana bu haksızlığı yapamazdı bizden sonra çıkacak olan herhangi birine benimle dans etmesini istediğimi söylediğimi sanıyordum taa ki Berk, o yeşil gözlerini dikip bana bakana kadar. Benimle dans edebileceğini nasıl düşünebilirdim ki. O dünyada gördüğüm en egoist insandı. Bu soruyu ona sormuş olamazdım. Evet, tamam çok güzel dans ettiğini herkes biliyordu fakat bu kadar egoist ve mükemmel olan birinin benimle dans etmeyeceği kesindi. O hep tek başına yarışırdı. Sonra sunucu yanımıza geldi ve “Sizi bekleyecek zamanımız yok ne yapıyorsanız yapın ya hemen bu sahneye çıkın ya da zamanımızı yemeyin dedi.” Berk’in kolundan tuttum ve sahneye çıkarttım. Onun kadar egoist biri asla sahneden inip kendini rezil etmezdi. Önce o doğaçlamasını yaptı ve sıra bana geldi. Heyecanımı yok edip mükemmel bir performans sergilemem gerekiyordu. Şarkı geldi, daha önceden bildiğim bir şarkı olduğu için biraz da olsa rahatlamıştım gireceğim kısma hemen karar verip doğaçlamamı yaptım. Berk sahnenin kenarında beni izliyordu. Çok rezil olduğumu düşünüyordum fakat Berk yanıma geldi ve”Bu kadar iyi olacağını hiç tahmin etmiyordum” dedi. Mutlu oldum ve ilk kez hayatımda bir şeyi başardığımı hissettim. Alkış sesleri, Berk’in gözleri, sunucunun şaşkınlığı… Kazananın açıklanması için tüm yarışmacılar heyecan içinde bekliyordu. Aklımda ödülü kimle paylaşacağım sorusu vardı. Berk ve ben mi? Yoksa Beren ve ben mi yarışmış sayılacaktık? Heyecandan kalbim duracaktı. Birinciçift açıklandığında kalp atışımdan başka hiç bir şey duyamamıştım fakat Beren ve Berk’in yüz ifadeleri her şeyi açıklamaya yetiyordu. Tam ağlayacaktım ki sunucunun bu seneki yarışmada jürinin bir değişiklik yapıp ayrıca bir çifte daha ödül vereceğini söylediğini duydum. Berk gözlerimin içine baktı ve “Neden olmasın?” dedi. Sunucu konuşmasına devam etti ve “En İyi Doğaçlama Yapan Çift” olarak Berk ve benim 1. olduğumuzu söyledi. Mutluluktan Beren’in ağlayışını duyamamıştım. Ödülümüzü aldık ve soyunma odasına girdik. Berk’e teşekkür ettim. Benim kazanmamı sağlayan oydu sonuçta. Yüzüme bile bakmadan “Sorun değil.” dedi ve gitti. Şaşırmıştım bir iyi bir kötü davranıyordu.
Beren’i aradım ama gitmiş olmalıydı hiç bir yerde bulamadım. Sonra aradım ve ona da teşekkür ettim ama o kadar kötü şeyler söyledi ki bana, teşekkür ettiğime pişman etti beni. Telefonu yüzüne kapattım ve onu bu iğrenç telefon konuşmasından sonra tamamen hayatımdan çıkarttım. Bu kadar kıskanç bir insan olması onu daha da soğuttu benden. Eve gittim, duş aldım ve uykuya dalmak için yatağıma girdim. Tam uyuyacakken bilmediğim bir numara beni aradı. Açmak istemedim bir an. Çok zor bir gün geçirmiştim. Günün daha fazla devam etmesini istemiyordum ama kimin aradığını öğrenmek için açmak zorunda hissettim kendimi. Telefonu açtığımda Berk’in sesini duymak beni heyecanlandırmıştı. Numaramı nerden bulmuş olabilirdi ki. “Bugün için ben de sana teşekkür ederim kazanmamızın nedeni sadece ben değilim birlikte gerçekten güzel göründüğümüzü düşündüğümü bilmeni istiyorum. İyi geceler.” dedi ve telefonu kapattı. Ne hissettiğimi hiç bilmiyordum. 6 yıllık arkadaşım, 4 yıllık partnerimle tüm iletişimimi kestiğim ve Berk gibi birinden bu sözleri duyduğum bu ilginç günü hiç unutmayacağımı biliyordum. Şu an Los Angeles’da Berk’le birlikte kahvaltıya gitmek için hazırlanıyoruz. Akşama uluslararası bir yarışmaya katılacağız. Her şeyin başladığı bu günü bir daha hatırlayıp yarışmaya öyle çıkmak istedik. Onunla çıktığım her yarışma öncesi dediğim gibi “Umarım gözlerinin yeşiline takılıp koreografiyi unutmam.”
(Visited 87 times, 1 visits today)