Bir kağıt parçasındaki yazıların bir dostluğu başlatabileceğine inanır mıydınız? Ya da tahmin edebilir miydiniz?
Başıma gelen olaylar bana insanın dış görünüşüne göre değil duygularına göre yorum yapabileceğimi öğretti. Okul başladıktan birkaç gün geçse de ismi Alya olan sınıfta genelde arka sıralarda oturmayı seven, dersleri çok önemsemeyen, sessiz, sakin bir kız vardı. Bizimle ve öğretmenlerle pek konuşmazdı. Aksine biz onunla konuşmaya çalışınca kısa keser ve konuşmanın bitmesini isterdi. Evi okula yakın olduğu için okula hep yürüyerek gelip giderdi. Bir sabah okula erken geldim ve geldiğimde onu bir kağıda yazı yazarken gördüm. Zaten onun o halde görmemle kağıdı kaldırması bir oldu. Ne yazıyordu peki o kağıda? Bize belli etmeyen duygularını mı yoksa bir hikaye mi? Çok merak etmiştim. Sınıfta benim gibi yazmayı seven birisi mi vardı acaba? İnadım tutmuştu. O kağıdı kesin okuyacaktım. Sırasının altına koyduğunu gördüm. Ama bu kız yerinden hiç kalkmazdı ki. Peki o kağıdı gizlice nasıl alabilirdim? Teneffüs zillerinin çalmasını bekledim ama kalkmadı. Okul çıkışı o kağıdı sıranın altında gördüm. Kağıdı sıranın altında gördüm. Kağıdı sıranın altında unutmuştu. Sınıfta herkes dışarı çıkınca okumaya başladım. Derslerinde çok başarılı olmamasına rağmen harika bir hikaye yazmıştı. Bu hayal gücünün bu kızda olduğuna inanamamıştım.Tam okumayı bitirdiğim sırada sınıfa girdi. Okuduğumu görünce bana kızdı. Kağıdı elimden çekip aldı. Altı üstü bir hikayeydi. Bu kadar tepki vermesi bence çok gereksizdi. Ona ben de hikayeler yazmayı sevdiğimi söyledim. Hatta okusun diye hikayelerimi yazdığım defteri bile verdim. Ertesi gün güzel yazmışsın diyerek defteri bana verdi. Yanında bir kağıt daha verdi. Bu ne diye sorduğumda yazdığım en güzel hikaye dedi. İnanamadım başta bana kızmasına rağmen en güzel hikayesini okumam için bana vermişti. Belli ki benim de hikayelerimden etkilenmişti. Bence aramızda bir dostluk oluşmuştu. Fakat hikaye kötü bir olayı anlatıyordu. Küçük bir çocuk uçurumdan düşerken ablası sakın arkana bakma diye bağırıyordu. Ama bu hikaye tam bitmemişti. Sonu yoktu. Sonunu merak etmiştim. Gidip sorum ve bana sonu yok dedi. Sonu olmayan bir hikaye olabilir miydi? Devamını yaz dedim. Devamı yok dedi. Bana sonradan anlattı. Sonu kötü bittiği için yazmamış. Aslında tüm bu olanlar gerçek bir hikayeymiş. Kardeşi bir binanın 4. katından düşmüş. Sessiz bir kişi olmasının sebebi de buymuş. Kendini yalnız hissediyormuş. Kötü bir anı olsa da kendi yaşamını bir hikayeye benzetmesi çok ilgimi çekti. Hikayede çocuk uçurumdan düşüyordu, gerçek hayatta bir binanın 4. katından. Galiba en sevdiği hikayenin bu olması sebebi de yaşadığı bu olaydı.
Bu olaylardan çıkardığım sonuç Alya’nın dış görünüşüne bakınca utangaç biri gibi gözükse de içindeki sesin susmak bilmediği ve derslere pek katılmasa da aslında hayal gücü yüksek ve zeki biri olduğunu anladım.