Hiçliğin İçindeki Yıldız

Sabah saat yaklaşık olarak 12.00 gösteriyordu fakat ev hala sessizdi. Sanki herkes bir hiçliğin içinde kaybolmuştu. Bir kuş bile şakımıyordu. Kasaba koca bir boşluktu sanki. Mutfağa yavaş ve sessiz adımlarla gittim annem solmuş bir gül gibiydi. Yüzü sararmış ve gözleri şişmişti. Biraz daha içeri girince herkesin aynı durumda olduğunu gördüm. Duygularım karışıktı hem meraklıydım hem de üzgün. Onlara ne olduğunu sorduğumda bana boş bir bakışla dönem anneme tekrar sordum ne olduğunu. Bana daha önce söyleyeceklerini fakat yapamadıklarını söyledi. Bu şey neydi artık merakım azalmıştı çünkü sonunda üzülecektim, biliyordum. Annem anneannemin yoğun bakımda olduğunu ve bir süredir hasta olduğunu söylemişti. İçimden gelen bir üzüntüyle bana bunu nasıl  söylemezsiniz diye bağırmıştım. Anneannem benim için kara delikte ki bir yıldız bir ışıktı adeta. Onu görmeye gitmek istiyordum fakat kendimi tutamayıp ağlayacağımı biliyordum. Yapmazsam pişman olacağımı da biliyordum ama. En iyi çözümü onu görmekte buldum. Yanına gittiğimde çok iyi değildi ama risk azalmıştı. Doktorlar bana siz geldiğimizden beri durumu daha iyi. Bu sözler benim için kelimeden ötelerdi sanki bir sihirdi. Doktor sanki bir hiçliğin içinden bir yıldız doğdu demişti. Öyleydi de o hiç sönmeyecek bir yıldızdı benim için.

(Visited 106 times, 1 visits today)