Hidroelektrik dünyada en çok kullanılan enerji kaynaklarından biridir. Dünyanın en büyük yenilenebilir elektrik kaynağı olan hidroelektrik (hidroelektrik) yaklaşık 900 GW kurulu güce sahiptir. Suyun potansiyel enerjisini kinetik enerjiye çevirerek elektrik üreten bir sistemdir. Enerji üretiminde kullanılmasının yanı sıra tarımsal sulama ve içme suyu olarak da kullanılmaktadır.
Bir hidroelektrik santrali, elektrik üretmek için suyun akış enerjisini kullanır. Bunun için akan suyun (nehir, dere, dere vb.) büyük beton blok yapı taşları ile yapılmasını sağlıyoruz. Belirli bir yüksekliğe kadar biriken su önemli bir potansiyel enerjiye sahiptir. Bu potansiyel enerji, türbinler tarafından önce kinetik enerjiye (mekanik enerji), daha sonra baraj içinde çeşitli mekanizmalar kullanılarak enerji dönüşümü prensibine göre türbin çarkına bağlı bir jeneratör motorunun dönmesiyle elektrik enerjisine dönüştürülür.
HES kurulum aşamasında, özellikle tesislerin inşaatı ile bağlantılı olarak inşaat atıkları şantiyede bırakılmaktadır. İlgili firmalara gerekli uyarıların yapılması ile bu sorun çözülebilir. İnşaat aşamasında karşılaştığımız bir diğer sorun ise, gerekli görüldüğü takdirde dinamit patlatılarak doğal yaşamın yok edilmesidir, hem hayvanların hem de bitkilerin yaşamına büyük ölçekte kötü etkiliyor ancak bu konuda da önlemler alınabilir. Daha geniş anlamda, HES’ler küresel ısınma, iklim değişikliği ve türlerin azalması gibi birçok konuda rol oynamaktadır. Örneğin, Keban Barajı yapılmadan önce Elazığ’a her yıl metrelerce kar yağıyordu, ancak kurulum başladıktan sonra yağışlar giderek istikrarını yitirdi. HES cihazlarının çalıştırılması için kullanılan bir diğer yöntem ise “su şişirme” yani toplanmasıdır. Birçok tarım alanı bu yöntemle zarar gördü.
Buraya kadar HES’in dezavantajlarını yazdık ve sistemlerin aslında teoride zararsız gibi görünen tehditler içerdiğini öğrendik. Ancak hayatımızda verdiğimiz her kararın artıları ve eksileri vardır. Dolayısıyla doğrudan HES’lerin kötü olduğu sonucuna varmak yanlış olur. Bu nedenle HES ürünlerinin avantajlarına da bakmalıyız. Akaryakıt tesisi olmadığı için hava ve çevre kirliliğine neden olmaz. Bunlardan en önemlisi ülkemizin enerjide dışa bağımlı olan enerji ihtiyacının bir kısmının karşılanmasıdır. Ayrıca bu verimli sistemler çok uzun hizmet ömrüne (200 yıl), kısa yatırım geri dönüşüne (5-10 yıl) ve çok düşük işletme maliyetlerine (yaklaşık 0,011 TL/kWh) sahiptir. Ayrıca istihdamı ve ekonomik kalkınmayı destekleyen hidroelektrik santraller, taşkın ve taşkınları önleyerek can ve mal kayıplarını önlemektedir. Ayrıca barajlar göl alanında fazla suyu depolayarak suyun kıt olduğu zamanlarda kullanılmasını sağlar. İnşa edilen barajlar uzun bir hizmet ömrüne sahiptir, 30- 40 yıl, yani. çok uzun servis ömrü. Ayrıca yakıtlı bir sistem olmadığından dolayı hava ve çevre kirliliğine sebep olmaz
Her ne kadar dezavantajları da olsa hidroelektrik santralleri elektrik üretimi için vazgeçilmez bir kaynaktır. Yenilenebilir ve temiz olması ileride de elektrik üretimde payının artmasını sağlayacaktır. Dünya üzerinde ve ülkemizde de büyük nehirlerin ve akarsuların üzerine büyük barajlar ve küçük HES’lerin kurulumu ise giderek artmaktadır.