Herkesin de farkında olduğu üzere gelecek yıllarda büyük bir açlık problemiyle karşı karşıya kalma riskimiz çok yüksek .Bilim adamları ve araştırmacılar ,bu konu hakkında uzun süredir araştırma yapmaktadır .Bir sürü çözüm yöntemi ortaya atılmıştır fakat bu yazıda bu çözümlerden sadece birinden bahsedeceğim ,genetiği değiştirilmiş gıdalar (GDO) .Bu konu hakkında çalışan bir çok araştırmacının bu fikre sıcak bakmamasına karşılık bu fikri benimseyen çok sayıda araştırmacı vardır .
Öncelikle GDO ’nun ne anlama geldiğini açıklayayım .Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesiyle ya da canlıya ,kendisine ait olmayan farklı özelliklerin yüklenmesiyle oluşturulan canlı organizmalara “Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar” denir .Genetiği değiştirilme oranı en yüksek gıdalara örnek olarak ; mısır, patates, domates, pirinç , kabak, balkabağı, buğday, yerfıstığı ve bazı balık türlerini örnek verebiliriz .Peki GDO ’ya duyulan gereksinimin sebebi nedir ?Genetiği ile oynanan gıdaların dayanıklılığı arttığından dolayı daha uzun bir süre bozulmadan durabilirler ve bununla beraber raf ömürleri de uzamış olur .Genetiği ile oynanmış gıdaların gelecekte gerçekleşmesi beklenen açlığa tam da bu özellikleri sayesinde ,çare olabileceklerini düşünüyorum .Fakat eminim ki benimle aynı fikirde olan insanların aklında da ben de olduğu gibi bir takım olumsuz düşünceler var .Bu olumsuz düşüncelerin sebeplerinden biri de ,GDO ’lu ürünlerin doğal çeşitliliği yok etmesi .Modern tarım yöntemlerinin denenmesi yüzünden azalan çeşitlilik birde GDO yüzünden tehdit altına giriyor ve sonuç olarak çeşitlilik azalıyor .GDO ‘nun bir başka olumsuz sonuçlarından biri de hayvanların sağlıklarını kaybetmeleri ve bunun sonucunda hayvansal ürünlerin kalitelerini ve özelliklerini kaybetmesi .Örnek olarak her yaşta insanın severek içtiği sütü örnek vermek istiyorum .Sütün verimini arttırmak için kullanılan Rekombinant Sığır Büyüme Hormonu (RSBH) hem ineklerin verdiği sütün kalitesinin düşmesini ve sütün içerdiği proteinin azalmasına neden olur hem de inekler de meme enfeksiyonları ,yumurtalıklarda kist gelişimi ,rahim ve sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar gibi tehlikeli hastalıklara neden olur .Bu hastalıklarla beraber hayvanlarda gebelik oranı düşer ve antibiyotik kullanımı artar .
Sonuç olarak olumlu ve olumsuz yanları göz önüne alındığında ,ben genetiği değiştirilmiş ürünlerin gelecekte yaşanacak olan açlığı önlemek için önemli ve işe yarar bir yöntem olduğunu düşünüyorum .Çünkü çevreye bazı yönlerden zarar verse de ,genetiği değiştirilmesi sonucunda raf ömrü uzamış gıdalar olmazsa yenebilecek yemek bulmak çok zor olacaktır.