Her Zaman Ay’da Buluşabiliriz! – To The Moon

“Milyarlarca deniz feneri, gökyüzünün derinliklerine saplanmışlar.”

          Herkese merhabalar. Bu yazımda sizlere rastgele bulup oynadığım bir oyunu anlatacağım. İsmi To The Moon. Yapım yılı 2014. Yapımcısı Freebird Games gerçekten harika bir iş çıkartmış. Oyunun %95’i hikâyeden oluştuğu için bu oyunu anlatırken fazlasıyla spoiler vermem gerekecek. Önce şu %5’lik kısımdan başlayıp oyunda hikâyesi dışında neler yapıyormuşuz bir görelim.

“Çünkü bir gün… Onlardan birini arkadaş edineceğim.”

Grafikler

Öncelikle oyunlarda grafiklerin güzel olması dışında başka bir şeye bakmayan insanlardansanız yukarıda, hemen sağ üst köşede bir çarpı işareti var. Basın ona. Çünkü bu oyun piksel grafikli. “Bu ne biçim oyun ya, ben bile daha iyisini yaparım.” diyeceğinizi biliyorum. Bu yüzden, dediğim gibi “Sağ üst köşe.”

“Kimseye söylemedim ama… Onların hep deniz feneri olduklarını düşünmüştüm.”

Müzikler

Hayır, bu oyunda yüzlerce şarkı yok. Yapımcı “Az olsun ama öz olsun.” deyip 31 tane birbirinden güzel oyun müziği çıkartmış ortaya.

Oynanış

Oyunda oynanış olarak bulmaca çözmek ve sağa sola yürümek var. Anlayacağınız kadarıyla oynanışa yüklenerek ilerleyen bir oyun değil To The Moon. Bulmacaların da zor olduklarını söylesem yalan olur. Eğer aksiyonlu, adam öldürdüğünüz ve gereksiz yere birileriyle savaştığınız oyunlardan başka bir şeyi gözü görmeyenlerdenseniz daha önceden “Grafikler” kısmında da söylediğim adımları uygulayın, çok geç kalmadınız. Boşu boşuna burada bulunan insanlardan kurtulup oyunun %5’lik kısmını atlattığımıza göre, gelelim hikayemize.

“Onlar sana ikinci bir şans verecekler, onlar hayatını tekrar yaşamana izin verecekler.”

Hikâye

Dr. Neil Watts ve Dr. Eva Rosalene’in pek sıradan denilemeyecek bir işleri vardı. Onlar insanların son dileklerini yerine getirip,  ikinci bir yaşam veriyorlardı. İnsanların anılarına bir makine aracılığıyla ulaşıp, hayatlarında son isteklerine kavuşmalarını sağlayacak verileri toplayıp anılarını değiştiriyorlardı. Tabii bu iş o kadar da kolay değildi. Anılarını değiştirecekleri insanların öncelikle son arzularını neden istediklerini bilmeleri gerekiyordu.

Oyunun geri kalan kısmını olabildiğince kısa bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Anlatırken biraz da yorum katacağım.

Dr. Watts ve Dr. Rosalene için yeni bir iş günüydü. Çalıştıkları şirketten yeni bir hasta olduğu haberini alıp hemen yola koyulmuşlardı. Hastaya giderken kaza yapmaları bugünün çok da iyi geçmeyeceğinin bir işareti gibi görünüyordu. Evin önüne geldiklerinde kapıyı orta yaşlı, güler yüzlü bir kadın açtı.

İçeri girdiklerinde onları bekleyen bir doktor vardı. Hastanın adının John olduğunu ve pek fazla vaktinin kalmadığını söyledi. Hemen işe koyulmalılardı. Ama önce adamın son isteğinin ne olduğunu öğrenmeleri gerekiyordu. İlk duyduklarında ikisi de pek fazla anlamamışlardı.

İlgili resim

 Bir adam neden Ay’a gitmek istesin ki?

Eva ve Neil makineye bağlanıp John’un hatırladığı, yatağa bağlı yaşamaya başlamadan önceki son anılarından birine gidip John’a onun neden böyle bir isteği olduğunu sorduklarında ve adamın hatırlamadığını öğrendiklerinde hayal kırıklığına uğradılar. Şimdi John’un son anısından başlayarak yaşlılığından gençliğine doğru en belirgin hatırladığı anıları birer birer gezip, oradaki verileri toplayarak John’un son arzusunu gerçekleştirmeleri gerekiyordu.

Dr. Watts ve Dr. Rosalene John’un anılarında gezerken onun River adında bir eşi olduğunu, ama vefat ettiğini öğrendiler. Eşinin hastalığının John ve River’ın hayatına büyük bir ölçüde etki edip birlikte çok ta mutlu olmayan bir evlilik geçirdiklerini, ama yine de birbirlerini sevdiklerini bilmek gerçekten üzücü.

Anıların birinde John ve River evlenirken John’un annesine rastlıyoruz. Annesi tuhaf bir şekilde oğluna Johnny ya da John demek yerine Joey demeyi tercih ediyordu. Bunun Johnny’nin dedesinin ismi olup gayet normal bir şey olduğunu düşünürken oyunun sonlarına doğru korkunç bir gerçekle karşılaşıyoruz. Bu kısım oyundaki en çarpıcı yerlerden biriydi herhalde. Johnny’nin hatırladığı en eski anıya gitmeye çalışırken bir hata meydana geliyor ve diğer anılara ulaşımımız kesiliyor. Johnny’nin küçüklüğünde hatırladığı en son anıya gidip oradaki kilit bir olayı çözmeye çalışıyoruz ki anıların hepsine erişebilelim. Bu anıda Johnny sokakta top oynarken annesi de bir adamla konuşuyor(babası olabilir ama söylenmiyor). Daha sonra annesi arabaya binip bir evden çıkarken ve Johnny topun peşinden koşarken yanlışlıkla Johnny’e çarpıyor. Neil bir karışıklık olduğunu düşünüyor. Dr. Rosalene ise neler olduğunu anlıyor. Johnny’nin odasına gittiklerinde(daha önceki anılarda) Johnny’nin bir ranzada yattığını söylüyor. Zaten arkadan gelen “Joey!” diye bir bağırış her şeyi açıklıyor.  Annesinin çarpmış olduğu çocuk Johnny değil, ikiz kardeşi Joey. Annesi Joey’nin ölümünden sonra delirmiş. Bu annesinin Johnny’e Joey demesini de açıklıyor. Johnny’nin eski anılarına erişemememizin ve neden Ay’a gitmek istediğini hatırlayamamasının sebebi John’un kardeşini unutmak için Beta Bloklayıcı diye bir ilaç alması.

Diğer taraftan John’un neden Ay’a gitmek istediğini öğrenmemiz de güzel düşünülmüştü. John küçükken annesi ve kardeşi Joey ile panayıra gider. Ama panayırdan sıkılıp ormanlık alana dalar. Burada bir kütüğün üzerine oturup gökyüzünü seyrederken bir kız gelir. Kızın adının River olduğunu öğrenir. John onu beraber oturmaya davet eter. Otururken River yıldızlardan bahseder. Daha önce kimseye söylemediğini, onların hep gökyüzüne saplanmış deniz fenerleri olduklarını düşündüğünü anlatır. Konuşurken River John’a yıldızlardan bir takımyıldızı oluşturmayı teklif eder. İkisi de sırayla gördüğünü söyler. Yıldızlarda bir tavşan bulmuşlardır. Ay da tavşanın kocaman karnıdır.

Oyunun başlarında evin her yerinde kâğıttan yapılmış tavşanlar olduğunu fark ediyoruz. River’ın bunları hastalığı yüzünden taptığını düşünmüştüm ve bu sahnede anlıyoruz ki kâğıt tavşanların evin her yerinde olmasının nedeni buymuş.

River ve John oturmaya devam ederken John’un annesi seslenir. Gitme vakti gelmiştir. John ve River seneye yine aynı yerde buluşmak için sözleşirler. River “Peki ya unutursan ya da kaybolursan?” diye sorar.  John ise “Her zaman Ay’da buluşabiliriz, sersem!” der ve gider.

Olay çözülmüştür. John’un son isteğini gerçekleştirmek için her şey tamamdır. Ama tek sorun, Eva’nın bulduğu çözümdür. John’un isteğini gerçekleştirebilmek için River’ı John’un anılarından silmesi gerekmektedir. Neil karşı çıkar ama iş işten geçmiştir. Eva River’ı silmiştir. Fakat beklenmedik bir şekilde onun yerine kardeşi Joey’i geri getirmiştir.

“Her zaman bir River bulabilir, ama ömründe sadece bir tane kardeşi olacak.

Johnny’nin anılarına geri döneriz. River ile yaşadığı tüm anılar gitmiş, yerine kardeşi gelmiştir. Ve John’un anılarını değiştirmemiz sayesinde küçüklükten beri astronot olmayı istemiş,  en sonunda NASA’ya ulaşabilmiştir. Şuna bakın ki NASA’da birlikte çalışacağı kişi River’dır. Dr. Rosalene onu silmemiş, sadece ileriki bir anıya taşımıştır.

Dr. Neil ve Dr. Rosalene sonunda başarmışlardır. John ve River uzun süren bir eğitim sonrası Ay’a gideceklerdir. Roket kalkış yapar. Ay’a varmak üzereyken iki doktor anlar ki John’un artık vakti kalmamıştır.

Ay görünmüştür. John son isteğine ulaşmıştır. John ve River el ele tutuşup Ay’a bakarken bilmiyorlardır ki, bunlar sadece John’un içindeki bir hayaldir.

 

(Visited 784 times, 1 visits today)