Her Son Yeni Bir Başlangıç

Hastaneden çıktım, arabama bindim. Trafik vardı ama sanki bomboştu yollar. Belki de ben artık umursamıyordum. Eve gidiş yolumda hiçbir ağaç, kuş, yeni yapılan bir bina ilgimi çekmedi. Sanki tüm hevesimi yitirmiştim. Eve girdim, üstümü bile değiştirmeden kendimi kanepemin üstüne yığılmış yastıkların üstüne bıraktım. Televizyonu açtım ve sanırım hayatımda ilk kez isteyerek haberleri açtım. Televizyonun devasa ekranında lacivert, dairesel bir cisim gözüktü. 

Haber sunucusunun “İşte yüzyıllardır aranan o gezegen… İnsanların yaşaması için gerekli her şeyin varolduğu ikinci bir dünya… Bir haftaya kadar yaşanabilir hale gelecek.” dediğini duyduğum an aklıma doktorun cümlesi geldi: “Üzgünüm. Anneniz ameliyattan sağ çıkamadı. Elimizden geleni yaptık.” . Biraz durdum, düşündüm ama karar vermem 5 saniyemi bile almadı. Daha adının ne olduğunu bilmediğim gezegende yepyeni bir hayata başlayacaktım. Bilgisayarımın başına geçtim, günlerce araştırdım, tüm yetkili tanıdıklarımı aradım. Oldukça bilgi almıştım. Biraz pahalı ve riskliydi ama çok da umrumda olmadı. Ailemin oldukça parası vardı. Hayatım boyunca büyük villalarda, çalışanlarla beraber, prenses gibi yaşatıldım. Bu durumdan şikayetçi olamam ama babamın ölümünden 4 yıl sonra-yani bu hafta- annemi kaybettim. Artık kimsem yoktu. Tüm para bana kalmıştı ve nereye harcayacağım hakkında artık bir fikir sahibi olmuştum. Yavaş yavaş evi topladım. Yanıma sadece gerekli eşyaları aldım ve küçük bir bavula sıkıştırdım. Tüm duygularımı ve anılarımı bu gezegende bırakarak yola çıktım.

İçinde olduğumuz araç filmdeki uzay gemilerine çok benzemese de havalı bir görüntüsü vardı. Sonunda yola çıktık, gözlerim günlerdir uyumamanın ağırlığıyla yavaş yavaş kapanıyordu. Uyandığımda varmıştık. Düşündüğümden çok daha kısa sürdü. İşte gerçekle yüzleşme zamanı geldi. Ya hayatımın en iyi kararını ya da en kötü kararını vermiştim. Ayağa kalktım, kapıyı açtım, ve tam karşımda yepyeni hayatım…

Yeni yapılmış upuzun binalar, her duvarda renkli afişler, bizi karşılamak için kocaman bir stand… Her şey çok yeni ve iç açıcı. Herkes araçtan inince standa gittik. Tüm bir gezegene yetebilecek yemek ve kıyafet vardı. Standdan ihtiyacım olan kadarını aldıktan sonra önümü aynı New York’u andıran manzaraya dönüp iç çektim. Artık yaşamımı burada sürdürecektim. Kimse beni önceden tanımıyor, ben de onları. Yani bu demek ki istediğim gibi davranıp istediğim kişi olabilirim, tamamen yeni bir ben. Etrafa doya doya bakındığım birkaç saatin sonunda yetkililer burada vaktimizin dolduğunu ve bizi evlerimize yerleştireceklerini söylediler. Oturduğum yerden kalktım ve yeni hayatımın renkli, geniş sokaklarında yürümeye başladım…

(Visited 2 times, 1 visits today)