Bu sabah annem beni korkuyla uyandırdı. “Kızım, koş, dışarı bak!” diye bağırdı. Camdan dışarı baktığımda ise şok oldum. Hayvanlar, sırtlarına okul çantalarını takmış, insan gibi okula gidiyorlardı. Hayvanlar araba kullanıyor ve benzin almak için benzin istasyonunda duruyorlardı. Annemle birbirimize hayretler içinde baktık.
Ben de hiçbir şey olmamış gibi okula gitmeye karar verdim. Annemle yola çıktık ve yolda neler gördük neler! Hayvanlar, alışveriş merkezlerinden ellerinde poşetlerle kokoş kokoş çıkıyorlardı. İnşaatta çalışan hayvanlar, holding sahibi hayvanlar, marketlerde çalışan hayvanlar… Daha bir sürü şaşırtıcı şey gördük.
Okulun kapısına geldiğimizde ise beni okula almadılar. “İnsanları almıyoruz.” dediler. Her şey o kadar ters gidiyordu ki görevli bir polise gitmeye karar verdik. Fakat bir de ne görelim? Hayvanlar, karakolu yönetiyordu! Başka çaremiz kalmadığı için onlara sormaya karar verdik.
Öğrendiklerimiz karşısında şok geçirdik. “Artık hayvanlar da insanlar gibi hak, sorumluluk ve özgürlüklere sahip.” dediler. “Peki, neden etrafta hiç insan yok?” diye sorduğumda verdikleri cevap ise çok düşündürücüydü:
“İnsanlar bize nasıl davrandıysa biz de onlara öyle davranacağız.”