15 yıllık hayatım dört yapraklı yonca arayarak geçti. Onu bulduğumda, ki henüz bulamadım, hayatımın geri kalanının şanslı geçeceğine inanırdım..! Nazar değmesin diye nazar boncuklu kolye yada bileklikler takardım. Hatta bununla yetinmeyip evimiz de nazardan korunsun diye kapının eşiğine nal gibi nazar boncuğu koyardım. Şanslı sayımın 9 olduğunu düşündüğüm için aldığım milli piyango biletlerini 9 ile başlayıp 9 ile bitecek şekilde seçmiştim. Kötü geçeceğinden çok korktuğum sınavlardan önce okunmuş su içerdim. Hatta babaannemin okuduğu pirinç tanelerini de ceplerime koymuşluğum vardır. Henüz 10 yaşındayken, Roma’daki Aşk Çeşmesi’ne hayatımın dileğini tutarak bozuk para atmıştım. Paris’te Sen Nehri üzerindeki Pont des Arts köprüsü yani diğer bilinen adıyla Aşk Köprüsü’nün demirlerine kilometrelerce uzak ülkelerden aşklarını sonsuzlaştırmak için gelen insanlar gibi ben de kilit bağlamıştım. Komik mi? Bilmiyorum. Güldürmüyor ama umut işte. Peki tüm bunları neden yapmıştım?
Bu yaptıklarıma totem deniyor. Totemin milliyeti ne olursa olsun insan hayatının büyük bir bölümünde olduğunu fark ettim ve daha detaylı bir bilgiye sahip olmak için bu konu ile ilgili araştırma yaptım. Her topluluğun inandığı farklı bir totemi varmış ve kendi totemlerinden yaratıldıklarını, kendi totemlerinin onlara yardım ettiğini düşünürlermiş. Böylece o totem putlaştırılır ve tüm kabile bu totem etrafında ayine katılırmış. Totemcilere göre totem olarak kabul edilen nesne veya hayvan onları korurmuş. Hiçbir kabile inandığı totemini yemezmiş. Hindistan’da ineklerin kutsal kabul edilmesi ve yenmemesi gibi. Aslına bakarsanız Totemizm bir inanç sistemi haline gelmiş ve inanılan bir din olmuş desek yanlış olmaz. Totemizm inancına göre toplumlar, tarihi seyir içerisinde kutsal sayılan hayvanlara çeşitli anlamlar yüklemişlerdir. Bunlar:
- Arı (Üretkenliği ve çalışkanlığı öğretir)
- Ayı (Odaklanmayı, gücü ve yalnızlığı öğretir)
- Kedi (Büyü ve sihri, çeviklik ve algıyı öğretir)
- Kelebek (Aşkı, değişimi ve dönüşümü öğretir)
- Fil (Zeka, sadakat ve gücü öğretir)
- Çakal (Tuzaklardan kurtulmayı öğretir)
- Koyun (Affetmenin saflığını öğretir)
- İnek (Beslenme ve büyümeyi öğretir)
- Kartal (Manevi dengeyi, özgürlüğü ve cesareti öğretir)
- Köpek (Karşılıksız aşk ve sadakati öğretir)
- Kurt (Disiplini, ruhun özgürlüğünü ve sadakati öğretir)
- Yunus (Güven, iletişim ve uyumu öğretir)
- Maymun (Merak ve enerjiyi öğretir)
- At (Dayanma gücünü, özgürlüğü ve arkadaşlığı öğretir)
- Kaplumbağa (Fırsatları değerlendirmeyi ve uzun bir ömrü öğretir)
- Aslan (Dayanıklılık, cesaret ve gücü öğretir)
- Tavşan (Bereketi, ihtiyatı ve aşkı öğretir)
- Baykuş (Bilgelik ve büyüyü öğretir)
Totemizm inanışına göre; kutsal sayılan hayvan öldürülemez, ona zarar verilemez veya bu totem hayvanından hiçbir şekilde fayda sağlanamaz. Olması istenen duaların, gerçekleşmesi istenen dileklerin kutsal varlıklar aracılığıyla istendiği gibi yerine gelmesi için totemler devreye sokulur. Kutsal sayılan hayvan da insanları korur ve onların iyiliği için yaşar.
Totemler sadece hayvanlardan seçilmez. Ağaçlar ve bitkiler gibi diğer canlılara da totem olarak inanılabilir. Türk kültüründeki hayat ağacı motifi buna örnektir. Biz Türkler hem bozkurdu hem hayat ağacını yaratılışımızın başlangıcı kabul eder ve yüzyıllardır bu totemi bir sonraki nesle aktarırız.
Bugün halen Afrika, Kuzey Amerika, Avustralya’da totem inanışını sürdüren kabileler vardır. Fakat günümüzde totem kelimesinin anlamı ve totem inancı ilkel kabilelerdekinden tamamıyla farklıdır. Halk arasında totem tutmak; bir durumun gerçekleşmesi için, diğer bir durumun yapılması ya da yapılmaması olarak bilinir. Aslında bunun, hiçbir dini inanışla ilgisi yoktur ve tamamen batıl inançtır. Bir şekilde o nesnelerin veya durumun uğur getirdiğine inanılır. Totem yapmak için öncelikle gerekli olan şey, kişinin bir isteğinin, dileğinin olmasıdır. Tuttuğun takımın maçı kazanması, gireceğin sınavın iyi geçmesi, istediğin bir şeyin gerçekleşmesi veya şanslı olmak için totem yapılabilir. Totemin farklı farklı çeşitleri vardır: sözlü totemler, eylemle yapılan totemler, düşünceyle yapılan totemler… Sözlü totemlere örnek olarak milli piyango biletinde çıkmasını istediğin sayıları sesli olarak tekrar tekrar söylemeyi verebiliriz. Ya da günümüzde çok moda olan tabiriyle evrene pozitif mesaj vermek adına istediklerimizi yüksek sesle ifade ederiz. Eylemle yapılan toteme ise sınavdan önce okunmuş su içmek yada dilek ağacına nazar boncuğu veya çaput bağlamak örnek olabilir. Düşünceyle yapılan totemler zihinde canlandırılarak yapılır. Örneğin sınavı kazanma sebebi olarak o gün giydiği tişört düşünmek, biyoenerji ile hastalıklardan kurtulunacağı inancı vb. Bebek yataklarına sarı bez örtülerek sarılık olmalarının engellenmesi, istenmeyen bir söz söylenince vaya duyulunca dilin ısırılması veya elin öpüldükten sonra tahtaya vurulması, korkulan bir durumda başparmakla damağın yukarı kaldırılması gibi totemin örnekleri çoğaltılabilir.
Totemler hep bir şeyin yapılması anlamına gelmemektedir. Uğursuzluktan kaçınmak için yapılmayan hareket ve davranışlar da vardır. Yapılmayan hareketler, altından geçilmeyen merdivenler ve kara kedi görünce kötü bir beklentiye girmeler toteme örnek gösterilebilir. Uğursuz olduğuna inanılan 13 rakamının uçaklarda, belli binalarda ve asansörlerde bulunmaması da yaşanması muhtemel risklerin ortadan kaldırıldığı görüşünün hakim olmasına neden olur.
İşin özü; hayatımızın büyük bir bölümünde totemlerle karşılaşıyoruz hatta bazen farkında olmadan alışkanlık gereği yapıyoruz. Dilek ağacını görüp de kim bir çaput bağlamak istemez? Asıl soru şu: Totem tutmaya devam edelim mi? Sizi bilemem ama ben hala yağmurdan sonra gökyüzünü bir uçtan bir uca saran rengarenk gökkuşağının sonundaki bir kova altını aramaktayım…
KAYNAKÇA:
http://www.bilgibaba.org/yazi/totem-nedir-nasil-yapilir-totem-turleri nelerdir https://www.makaleler.com/totem-nedir-nasil-yapilir