Fikir ayrılıkları hep olmuştur. Çoğu mantıklı insan karşı görüşlere saygı duyup dinlese de bazı insanlar, özellikle de elinde büyük güçler olanlar, farklı görüşlere tahammül edemez ve kendi fikirlerini doğru göstermek için çoğu geçilmemesi gereken sınırı geçerler. Bunun en büyük örneği savaşlardır.
Bir düşünün, fikir ayrılıklarından çıkan kavgalar olmayan bir dünya ve onun üstündeki insanları yöneten tek bir lider. Savaşların olmadığı, kimsenin boş yere ölmediği bir dünya. Peki kim yönetirdi bu dünyayı? bu kişi belirli bir ırktan ya da dinden olamazdı. Tamamen bağımsız bir kişi olmalıydı bu yönetici. Ya bu kişi ben olsaydım? Muhtemelen bütün ülkeleri yıkar ve yerine ortak bir krallık yapardım. Bu sayede ayrımcılığı kaldırır, ortak bir ırk yaratırdım. Aynı dili konuşan, eşit şartlara sahip olan, aynı fikir ve değerlere sahip kısacası aynı amaç için uğraşan bir insanlık yaratırdım. Tabiki adalet konusunda da bir iki değişi,klik yapardım. Örneğin, çalışmayan bütün insanları kimsenin istemediği ama yapılması gereken işlerde çalıştırırdım. Bu sayede evsiz insanların birer düzenli gelirleri olur ve birer “hiç kimse” olmaktan çıkarlardı. Ayrıca zaten bu tür işlerde çalışan insanları bir üst sınıfa çıkartarak hem onların sevgisini kazanır, zaten insanların büyük bir bölümü bu insanlardan oluşuyor, hem de ödüllendirildikleri için daha iyi çalışmaya başlarlardı. Artık bütün dünya benim kontrolümde olacağından dolayı ona iyi bakmak için enerji bakımından da bir kaç yenilik yapardım. Dünya’nın tüm rüzgar alan yerlerine birer rüzgar gülü yaptırır ve her evin çatısının zorunlu olarak güneş panelleriyle kaplanması kanununu çıkarırdım. Bu sayede yakın zamanda biticek olan fosil yakıtları, alternatif bir yakıt bulana kadar, sadece arabalarda kullandırırdım. Bundan sonra savaş olmayacağından silah ve tanklar üretmek için kullanılan para ve emeği, uzayda kolonileşmek için harcardım. Çünkü hepimiz biliyoruz ki bir gün bu gezegen bize yeterli olmayacak. Ancak bunu yapana kadar bazı kısıtlamalar da getirirdim kısacası nüfusu kontrol altına alıp refah seviyesini arttırırdım. Bu kısıtlamalardan bazıları, sadece ekonomik seviyesi bir çocuğa bakabilecek seviyede olanlarin sadece 1 tane çocuk yapmalarina izin vermek olurdu. Ancak bazı özel durumlarda birkaç istisna yapılmasına izin verirdim. Örneğin normalin üstünde bir seviyede zeka seviyesine sahip iki insan birden fazla çocuk yapabilirlerdi ve eğer ekonomik olarak iyi değillerse gereken yardımı ederdim. Çünkü gereken bazı üstün genlerin gelecek nesillere aktarılması gerektiğini düşünüyorum.
Kısacası yapacağım ilk şey bütün ırkları dinleri ve dilleri birleştirip yaşanan ve olası savaşları tamamen bitirmek olurdu. Yani herkes kendisini tanımlarken doğduğu yerin adını değil, türünü söyleyebilecek. İşte o zaman herkes, “Ben insanım.” diyebilecek. Farklılıklarımızı bir kenara koyup birlikte çalışmayı denmeyeceğiz; farklılıklarımız olmadığından sadece birlikte, hepimizin iyiliği için çalışacağız. İşte bu eğer ben tüm dünyanın lideri olsaydım benim mirasım olurdu.