Bir zamanlar hayvanların, insanların yaşadığı gibi bir dünyada yaşadığı bir yer vardı. Bu dünya, sadece yeşil ormanlardan ve yüksek dağlardan ibaret değildi; burada hayvanlar, tıpkı insanlar gibi düşünür, konuşur, çalışır ve okullarda eğitim alırlardı.
O dünyada, farklı türdeki hayvanlar birlikte yaşar, ortak bir dilde iletişim kurarlardı. Mesela Zeytin adında bir fil, sabahları okula giderken, yanında sevimli bir sincap olan Çakıl’ı da görürdü. Çakıl, Zeytin’in büyük adımlarına yetişebilmek için hızlıca koşar, ona çeşitli sorular sorardı: Bugün hangi konuyu işleyeceğiz, Zeytin? Okullar, büyük ağaçların altına inşa edilmişti. Tüm öğrenciler, öğretmen olarak kabul edilen yaşlı bir kaplanın derslerini dinlerdi. Kaplancık adındaki bu öğretmen, tüm hayvanlara bilgelik, sevgi ve barışı öğretir, aynı zamanda hayvanların doğayla uyum içinde yaşamaları için eğitimler verirdi. Fil Zeytin, her gün derslerde öğrendiği bilgileri, arkadaşlarına aktarır, onlara doğanın nasıl korunması gerektiğini anlatırdı. Hayvanlar, okula gidip gelirken diğer işlerini de yaparlardı. Bir grup maymun, ormanın derinliklerinde meyve toplarken, bazı kuşlar göç ederken önemli bilgileri birbirlerine aktarır, hatta bazen şarkılarla yeni bilgileri okurlar, öğretirlerdi. Zeytin’in en yakın arkadaşı, çok zeki bir köpek olan Patikti. Patik, okulda öğrendiği hesapları, kayalar üzerine taşlarla yazıp okurken Zeytin ona yardım ederdi. İkisi de hayatta sadece birbirlerine değil, dünyadaki diğer tüm canlılara da yardım etmeyi öğrenmişti. Bir gün, büyük bir toplantı düzenlendi. Hayvanlar, insanlarla beraber çalışmak, onların inşa ettikleri şehirleri daha yeşil ve doğal hale getirmek için önerilerde bulunacaklardı. Herkesin fikirleri eşit değildi ama birlik olmanın gücünü bildikleri için hep birlikte daha iyi bir dünya kuracaklarına emindiler. Ve o dünyada, insanlar ve hayvanlar birbirleriyle dostça yaşamayı, çalışmayı ve öğrettiklerini birbirlerine aktarmayı hiç unutmadılar. Bir gün, toplantı sırasında Zeytin, Patik ve diğer hayvanlar, insanlar için öneriler sundular. Zeytin, büyük bir fil olarak, doğayı korumanın önemini anlatan bir konuşma yaptı. “Ağaçları kesmek yerine onları koruyalım,” dedi, “doğal yaşam alanlarını yok etmek yerine onlara ev sahipliği yapalım.” Patik ise insanlara işbirliği ve sevgiyle birlikte çalışmanın gücünü vurguladı.
Toplantı sona erdiğinde, hayvanlar ve insanlar birlikte çalışarak ormanı korumak, doğayı yeniden inşa etmek için adımlar attılar. Artık her sabah, ormanda hayvanlar ve insanlar birlikte kahvaltı eder, sohbet eder, yeni projeler için planlar yaparlardı. Dünya, barış içinde, sevgiyle ve doğayla uyum içinde yaşamayı öğrenmiş bir yer haline gelmişti. Ve o dünyada, insanlar ve hayvanlar birbirine sadece dost değil, aynı zamanda öğretmen olmuştu. Öğrettikleri en önemli şeyse, herkesin birbirine değer vermesi gerektiğiydi.