Bir sabah, yine zil çaldı. Zürafa öğretmen, uzun boyuyla sınıfa girdi. Bugün yazılı sınavları vardı. Öğretmen, kağıtları dağıttı ve sınav başladı. Sınav dersleri Türkçe, Almanca ve matematikti. Sınav süresi 95 dakikaydı. Ancak başta panda olmak üzere herkes sınavı 15 dakika içinde tamamladı.
Öğretmen, bu duruma çok şaşırmıştı. Sınav kağıtlarını kontrol ettiğinde ise herkesin notunun 95 ve üzeri olduğunu gördü. Bunun üzerine sınıfa dönerek bu kadar yüksek notları nasıl aldıklarını ve sınavı nasıl bu kadar kısa sürede bitirdiklerini sordu. Aslan, elini kaldırıp söze başladı:
“Öğretmenim, biz tüm sınıf olarak bir grup kurduk ve birlikte yazılı çalışmalar yaptık. İki ay boyunca düzenli olarak çalıştık.” dedi.
Öğretmen, bu açıklamayı pek anlamasa da kabul etti. Aradan zaman geçti ve bu sefer bir test sınavı yapıldı. Zürafa öğretmen yine sınıfa geldi, kağıtları dağıttı ve sınav başladı. Süre yine 95 dakikaydı ve sınavda üç dersin soruları vardı. Ancak, bu kez sınavın sonuna gelinmiş olmasına rağmen hiç kimse sınavı bitirememişti.
Öğretmen, kağıtları topladı ve kontrol ettiğinde bir kişinin bile beş doğru yapamadığını fark etti. Bu durum karşısında oldukça şaşkındı. O sırada fil, elini kaldırarak konuşmaya başladı:
“Öğretmenim, biz fen dersine değil İngilizce fen dersine; sosyal bilgiler dersine değil İngilizce sosyal bilgiler dersine; İngilizce matematiğe değil Türkçe matematiğe çalışmışız.” dedi.
Sınıfın en çalışkanı olan kunduz bile sadece iki doğru yapabilmişti. Öğretmen, bu duruma anlam veremese de yine de kabul etmek zorunda kaldı.