Hayvanat bahçeleri genellikle her türlü hayvanın olabildiğince doğal ortam ve koşullarda beslendiği, korunduğu, sergilendiği büyük bahçeler ya da parklar olarak adlandırılmaktadır. Birçoğumuz bu hayvanat bahçelerini küçük yaşlarımızda gidip görmüşüzdür. Gittiğimizde birbirinden farklı hayvanlarla karşılaşmışızdır. Hayvanat bahçeleri bizlere hayatımız boyunca karşımıza çıkmayacak hayvanları görme ve onlarla ilgili bilgi sahibi olma imkanı vermiştir.
Geçen yıllarda İzmir’de halka açılan İzmir Doğal Yaşam Parkı diğer hayvanat bahçelerine göre biraz farklı. Diğer hayvanat bahçelerindeki gibi hayvanlar minik bir kafese koyulmak yerine kendilerine ait büyük alanlara yerleştiriliyor. Mesela bu hayvanat bahçesinde filler için 15.000 m2 açık ve 550 m2 kapalı alan ayrılmıştır. Kaplan, aslan, puma için üç ayrı açık alan ve bir tane de kapalı alan bulunmaktadır. Kaplan için 3600 m2, aslan için 3550 m2, puma için ise 2000 m2 açık alan ve 277 m2 kapalı alan oluşturulmuştur. Dış barınakların kenarlarında göletler meydana getirilip açık alanlarda ise kayalık ve yükseltiler yaratılarak hayvanların doğal ortamlarına yakın habitatların oluşturulması amaçlanmıştır. Bu parkı görmeye gelen ziyaretçiler cam duvarlar sayesinde hayvanları görebilmektedir. Tropik merkezde sürüngenler, timsahlar, kaplumbağalar, papağanlar, koi balıkları, marmosetler ve meyve yarasaları ile tropik bitkiler bulunmaktadır. Tropik merkez için de özel ısıtma ve nemlendirme sağlanarak tropik yağmur ormanlarının koşulları oluşturulmuştur. Bunun gibi farklı hayvanat bahçeleri yurt dışında da bulunmaktadır. Yurt dışında bulunan hayvanat bahçeleri şu ana kadar gördüklerimizden çok daha farklı. Orada hayvanlar yerine kafeste bulunanlar sizler oluyorsunuz. Sizi kafes olarak dizayn edilmiş bir safari arabasına bindiriyorlar ve hayvanların kendi alanları olan ormana götürüyorlar. Sizin orada bulunduğunuzu anlayan kaplan, aslan gibi hayvanlar çevrenizi sarıyor ve size adrenalin dolu saatler yaşatmaya başlıyorlar. Aslına bakılırsa buraya hayvanat bahçeleri denmiyor çünkü hayvanlar kendi doğal ortamında yaşıyorlar ve onları görmek için siz onların yaşam alanlarına gitmiş oluyorsunuz.
Bütün hayvanat bahçelerini gözümüzde canlandırdığımızda hayvanları kafeslere koyup özgürlüklerini ellerinden aldığımızı fark edeceksiniz. Her ne kadar onlar için uygun koşulları sağlamaya çalışsak da doğal ortamlarını ellerinden almış bulunmaktayız. Ayrıca uygun koşulları sağlamayan bazı hayvanat bahçelerinde hayvanlara yeteri kadar yiyecek verilmemekte ve kötü bir şekilde bakılıp ölüme terk edilmektedirler. Genelde hayvanat bahçelerinde hayvanların, hastalıklardan ve doğanın şiddetinden uzakta daha uzun süre yaşadıkları düşünülür. Ancak bu doğru değildir. Yaşam alanlarının darlığı, kötü beslenme, kötü muamele hayvanların yaşam süresini kısaltmaktadır. Hayvanlar kesinlikle doğal ortamlarında korunmalıdır. Soyu tükenmekte olan hayvanlar için de hayvanat bahçesi yerine avlanmanın yasaklanması veya sınırlandırılması sağlanmalıdır. Avlanmanın azaltılması ya da yasaklanması türleri korumak için yeterli olacaktır. Örnek olarak sadece avlanma yasağı konulması ve para cezası uygulanması boz ayı sayısında ciddi bir artışa sebep olmuştur. Eğer hayvanları görmek istiyorsak yurt dışında kasa kısmı kafes şeklinde olan arabalara binip onların kendi yaşam alanlarına gidip görebiliriz.