Efsun birkaç ay önce büyük heveslerle bir apartmandan kendisine bütçesine uygun küçük bir daire almaya karar vermişti. Bunun içinde yeni mobilyalar almaya karar vermişti.
Efsun sabah kedisi Sütlaç’ı sessiz olması için anlamayacağını bile bile kendi çapında uyarmış ve başını okşayıp evden ayrılmıştı. Uyarmasının sebebi ise karşı komşuları olan Berna Teyze’ydi. Berna Teyze bu apartmanın sahibiydi-yani Efsun’un kiracısıydı- ve hayvanlardan nefret ederdi. Efsun’u da buraya taşınmadan önce apartmana hayvan sokmaması konusunda baya tembihlemişti. Zaten kedi Efsun’un kedisi değildi. Efsun kediyi bir kış gecesi işten dönerken yol kenarında titreyerek bulmuş ve geçici süreliğine yanına almayı planlamıştı. Ama aradan geçen zaman kedi ve Efsun arasında bir bağ oluşturmuş, Efsun ve kediyi birbirlerinden kopamayacak vaziyete getirmişti. Bu yüzden Efsun her ne kadar Berna Teyzenin bunu öğrenmesinden korksa da kediye o zamandan beri gizlice bakmaya karar vermiş, adını da en sevdiği tatlı olan Sütlaç koymuştu.
Efsun mobilyacıya 2 saat süren zamandan sonra sonunda gelmişti. Ama bu süre zarfında Sütlaç aklını çok meşgul etmişti. İçinde kötü bir his vardı, Sütlacın güvende olmadığına dair. O yüzden her ne kadar saçma olsa da işini hızlı halletmeye karar vermiş, Siyah Jeep’inden inerek hızlı adımlarla mağazaya giriş yapmıştı. Aradan 3 saat geçtiğinde sonunda kendini mağazadan dışarı atmış eve koyulmuştu. Beğendiği eşyaları sipariş ettirmişti. Gelmesi 4/5 günü bulabilirdi. Ama sonunda bu işi de hallettiğini düşünerek iyi hissetmesine engel olamıyordu. Ta ki arabasının ekranında beliren isimle göz göze gelene kadar…
Hayvan Düşmanı
Hafifçe kıkırdadı kaydediş şekline bakarak, ama gerçekten de haklıydı bu kadın tam bir hayvan düşmanıydı. Aramayı meraklı bir şekilde onaylamasıyla Berna Teyze’nin bağırması bir olmuştu. “Efsun! Sana bu binaya değil hayvan, hayvan tüyü bile sokmak yasak demedim mi ben!” Efsun’un korkudan beti benzi atmıştı resmen ama yine de hiç istifini bozmamaya özen göstererek, “Anlayamadım?” dedi bilmezlikten gelerek. “Birde bilmezlikten mi geliyorsun! Çabuk gel konuşmamız gerek.” deyip telefonu Efsun’un suratına kapatması bir olmuştu. Efsun içinden sıralayacağı yalanları düşünürken sonunda apartmana varmıştı. Kapıda ki sinirli gözlerle göz göze gelince kafasında sıraladığı bütün yalanları unutmuştu bile…
Berna Teyze o akşam Efsun’u iyice azarlamış eğer 2 gün içinde kediye bakacak başka birini bulmazsa 2 gün içinde kediyle birlikte gidebileceğini de eklemişti. Ama Efsun’un buradan gitmesi imkansızdı, hem de 2 gün içinde! Sütlaç’ı da asla kimseye veremezdi.
İki gün göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Efsun Sütlaç’ı vermemekte kararlıydı. Bu yüzden Berna Teyzeyle bazı anlaşmazsızlıklar yaşamış, küsmüşlerdi. Zaten onu asıl geren Sütlaç’ın gitme ihtimali değildi Berna Teyze’nin bunu öğrenince Sütlaç’a bir şey yapabilmesinden korkuyordu. Bu yüzden bu 2 gün boyunca evin her yerine kamera taktırmıştı. Şuan da işe gitmek için hazırlanıyordu. Yarım saat sonra işi bitmiş Sütlaç’la biraz oynayıp evden ayrılmıştı.
Efsun bugün şanslıydı mesaisi yoktu ve bitirilmesi gereken dosya sayısı da az olduğundan hızlıca bitirip şirketten ayrılmıştı. Yolda giderken evcil hayvan dükkanı görmüş ve aklına Sütlaç gelmişti. Uzun zamandır Sütlaç’a yaş mama almıyordu ve bugün onu ödüllendirmeye karar verdi ondan arabasını sağa çekip Sütlaç’a 2 paket yaş maması aldı. Saat 5’e yaklaşıyordu, Efsun sonunda eve varabilmişti. Kapıyı yavaşça açıp elini içeri uzattı ve mamayı sallamaya başladı. Sütlaç normalde hışırtısından yaş mama olduğunu anlayıp direk koşardı. Efsun’un istemsizce kaşları çatıldı ve yavaşça bütün vücudunu kapıdan içeriye soktu. Evin içinde yavaşça yürürken bir yandan elindeki mamayı sallıyor diğer yandan Sütlaç diye sesleniyordu. Seslenişleri ve aramaları uzun süre cevapsız kalınca ister istemez telaşlandı Efsun. Aklına çok kötü düşünceler geliyordu ve sonunda kameralara bakmayı akıl etti. Bilgisayarını açıp kamera görüntülerine girdi ve gördüğü şeylerle ağzı açık bir şekilde kalakaldı.
Dingdong! Dingdong!
Çalan kapı sesiyle oraya doğru yöneldi Berna Teyze, kapıyı açınca gördüğü görüntüyle şok oldu. Kapının açılmasıyla birlikte Efsun ve diğer 2 polisin de yüzü o tarafa döndü. Efsun yüzünü ekşitti ve “Görüntülerde gördüğünüz gibi kedim küs olduğumuz komşumuzun kapısına doğru koşuyor ve gözden kayboluyor çünkü komşum elindeki yaş mamayı o yöne doğru sallıyor. Ve şuanda kapıyı açınca içerden tuhaf bir koku geliyor. Bu kadın kesinlikle kedime bir şey yaptı!” diye haykırdı Efsun akan göz yaşlarına engel olamayarak çünkü bir gerçek vardı bunu o an anlamıştı, bundan sonra Sütlaç yoktu…