Bodrumda bizim evimizin olduğu sitenin çok güzel bir plajı var. Ben orada çok eğleniyorum. Oranın havası, suyu her şeyi doğal.
Sabahları eşyalarımızı alıp, plaja giderken çok heyecanlanıyorum. Otoparka arabamızı park ettikten sonra, yokuştan iner inmez önce kafeteryayı görüyoruz, herkese günaydın dedikten sonra, en ön sıradaki şezlongumuza geçiyoruz.
Plaja geldiğim zaman o kadar sabırsızlanıyorum ki hemen denize giriyorum. Bizim plajımızda öyle çok büyük bir kumsal yok. Ama denizi çok büyük. Birazcık sola doğru yürüdüğümüzde kimsenin denize girmediği kocaman bir kumsala geliyoruz. Bazen oraya da yerleştiğimiz oluyor.
Denizde yorulup, şezlonga uzandığımda karşımızda bir sürü tekne oluyor. Yan tarafta annemlerin adına burun dediği tamamen ağaçlarla kaplı uzun bir alan var. Bunları görmek beni çok mutlu ediyor. Denize girip arkamı döndüğümde bütün sitemizi görebiliyorum. Keşke siz de görebilseydiniz benimle birlikte. Her tarafı ağaçlarla dolu, beyaz küçük binaların olduğu kocaman bir site.
Denizde ise bir sürü balık var. Hatta bazen babamın ayaklarını ısırabiliyorlar. Mesela bir tane martımız var. Plajda yaşıyor. İnsanlar yemek veriyor, martı hiç uçmuyor, insanlara çok alışık. Evi bile orada.
Bence hayatın en rahat olabileceği yer, kesinlikle Bodrum.