Hayatın En Büyük Başarısı; Başarısızlıklar

Başarısızlık, stres, zorluklar, baskı… Bu kavramlara yabancı olanımız yoktur. Herkes hayatlarının bir noktasında başarısızlık ve zorluklarla karşılaşmıştır. Başarısızlık deyince aklınıza ne geliyor? Kaçınılması gereken, olumsuz ve sinir bozucu bir durum olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Haksız da sayılmazsınız. Başarısızlık çocukluğumuzdan beri yadırganmıştır ve bize olumsuz bir şey olduğu öğretilmiştir. Başaramamak hedefimizden uzaklaşmak olarak görülür. Bu yüzden zorluklardan ve başarısızlıktan kaçınırız. Ancak başarısızlıklar kaçınılmazdır. Ne kadar çabalasak da bazen başaramayız. Peki, ya zorluklar? Bunlar daha da kaçınılmazdır. Zorluklar kontrolümüz dışında oluşur. Peki, bunlar ile herkes karşılaşıyorsa neden insanlar başarısız olmaktan bu kadar korkuyorlar? İnsanlar hep başarıları hakkında konuşurlar, başarısızlıklara geçmişte bir leke gibi davranılır. Dünyadaki başarılı insanlar ne yapıyor o zaman? Herkes başarısız oluyorsa bütün başarılı insanlar kusursuz varlıklar mı? Başarısızlık başarının yolunda bulunmayan bir hatadan mı ibaret?

Zorluklar sinir bozucudur. Başarısız olmak can sıkıcıdır. Üst üste başarısız olmak yıldırıcıdır. Bu kadar kötü bir şey nasıl insanın iyiliği için olabilir ki? Başarısızlığın üstesinden gelmek için her zaman rahatımızı bozmamız gerekir. Kendimizi zorlamamız ve yeni şeyler öğrenmemiz gerekir. Başarısızlığın güzelliği de budur. Belki bunun en basit örneği günlük sorunlardır. Mesela ben bu yazıyı ilk yazdığımda ,dün gece, bir kaç saate bitirmiştim ve çok güzel olmuştu. Bütün yazıyı seçip kopyalayacaktım ancak bütün yazıyı yanlışlıkla sildim. Bunun yanında kullandığım yazma platformunda geri alma seçeneyi de yoktu. Biraz daha dikkatli olsaydım saatlerce çalışmamı çöpe atmamış olurdum. Artık yazma platformu değiştirdim ve umarım bu yazı ilkinden bile güzel olur. Hala canım sıkkın. Bu da gayet normal. Kimse başarısızlıktan sonra hemen geri ayağa kalkıp birden bütün hedeflerine ulaşmanı beklemiyor. Ancak bir şeyde başarısız olman dünyanın sonu değil. Tabii bir süper kahraman isen ve dünyayı kurtarmakta başarısız olduysan bu yazı senin için değil. Bence asıl sorun denememek ve başarısız olma korkusunun seni kontrol etmesine izin vermektir. Başarısız olmak aslında bir ayrıcalıktır. Zorluklarla karşılaşmak da kendini geliştirmek ve hayatta öne geçmek için en değerli fırsattır. Başarısızlık insana deneyim, bilgi ve zihinsel bir dayanıklılık kazandırır. Basketbol koçum “Gelişmemek gerilemekle aynı şeydir.” demişti bana. Hep aynı şeyleri yaparsan başarısız olmazsın evet, ama kendini zorlamadığın ve yeni şeyler denemediğin an gelişmeni durdur ve hedefine giden yolu silmiş olursun. Başarısız olmak bu yüzden bu kadar önemli. Başarısız olmak doğru yolda olduğunun bir göstergesidir. Kendini sürekli zorlayıp yüz üstü düşmen hedefine yakın olduğun anlamına gelir. Çok bilinen bir söz vardır, hayatta her düştüğünde geri ayağa kalkıp devam etmelisin, düştüğünden çok ayağa kalkan insan gerçek başarıyı elde etmek üzeredir. En azından buna benzer söyleyişleri herkes duymuştur. Ne kadar klişe de olsa çok doğru bir sözdür. Ancak ben burda bir şeyi değiştirmek istiyorum. Bence başarısız olmak “yere düşmek” veya gerilemek değildir. Başarısız olmak gelişmenin ilk adımıdır. Bu yüzden bu sözü, “Her başarısız olduğunda öncesinden daha güçlü ilerlemen için bir fırsat verilir ve bunu doğru kullanabilen başarının sırrını çözen olacaktır.” diye düzeltmek istiyorum. Sözü düzeltmek yerine tamamen yeni bir söz yazdım gibi hissediyorum. Herkes başarının sırrını ve adımlarını bilmek ister. Ben size “Başarısız olmak başarının sırrıdır.” desem de bana neden inanasınız? Ancak dünyanın en başarılı basketbolcularından birine inanır mıydınız?

“Ben kariyerim boyunca 9000’den fazla şut kaçırdım. Neredeyse 300 maç kaybettim. 26 kere takım arkadaşlarım oyunu kazandıracak şut için bana güvendi ve ben kaçırdım. Hayatım boyunca üst üste başarısız oldum. Tam olarak bu yüzden başardım.”-Micheal jordan

Başarısızlığın ne kadar önemli olduğunu anlattım. Şimdi biraz başarısızlığın üstündeki önyargıdan bahsedeceğim. Sosyal medyadaki ünlüler hayatlarını sorunsuzmuş gibi gösteriyorlar. İnsanlar da bu standartlara uymak için ellerinden geleni yapıyor. Bu imkansız standartlara uymayınca da kendilerine olan güvenleri ve inançları azalıyor. Aslında sadece medya suçlanmamalı. Doğduğumuz andan beri başarısızlığın kötü, başarının iyi olduğunu öğreniyoruz. Okulda her başarısızlığımız azarlanıyor. Evde de her yanlışımız ceza alıyor. Bir süre sonra başarısız olmaktan korkuyoruz ve kendi kendimize imkansız standartlar oluşturuyoruz. Bu yüzden basit eylemlerden kaçmaya başlıyoruz ve yeni şeyler öğrenmek bizi strese sokuyor. Bunun yerine başarısızlığı daha fazla şey öğrenmek için bir fırsat gibi algılasak ve böyle öğretilsek kendimize güvenli olarak büyürdük. Böylelikle fikirlerimizi korkusuz bir şekilde sunar ve yanlış çıkmaktan korkmazdık.

Başarısızlığın bize kazandırdığı bir sürü fırsat vardır. Başarısızlık korkulacak bir durum değildir. Tam onun tersine başarının seni sonunda beklediği zorlu bir yoldur. Başarısızlığın üstüne üzülmek yerine yeni şeyler öğrenmeye ve gelişmeye odaklan. Benim hayatımda çok büyük bir ilham kaynağı olan bir basketbolcu var. Başarısızlığa oyunmuş gibi göğüs geren bir adam. Onun çok sevdiğim bir sözüyle sizi baş başa bırakmak istiyorum.

“ Olumsuz olan her şey – baskı, zorluklar – yükselmem için bir olanaktır.”-Kobe Bryant

(Visited 105 times, 1 visits today)