Hayat dediğin nedir ki? Hayata dayalı gerçekten bir tanım var mı? Siz dışarıdan birine sorsanız ne der? Herkes farklı şeyi mi anlatır? Hayat insanların düzenlediği bir oyundur. Kendininkini düzenlerken başkasınınkinde de rol aldığın, piyon olduğun bir oyundur.
Sen ne kadar çocuk olursan o kadar çocuksundur. İyinle kötünle. Sen nasıl yetişkin gibi davranırsan o kadar yetişkinsindir. Saygınla edebinle. Sen çocuğa davrandığın hareketlerle sana geri dönüt yapar, sende ona göre bu çocuk dersin.
Peki ya sevmek? Ben hiçbir zaman sevmeye inan biri olmadım. Gerçekten var mı ki? Gerçekten bende onu seversem o da beni sever mi? Onu mutlu ettiğim kadar o da beni mutlu eder mi? O da çiçek gibi mi? Sularsam açar mı dersiniz? Sevgi bu oyunun yan başlığıdır.
Hayatta birçok şey döner önemli olan takip edebilmek. Kendi oyununu kurmak. Yaşadığını hissettiğin sürece yaşarsın. Renkleri gördüğün sürece, duyduğun, hissettiğin. Bunlardan biri bile ne büyük bir hissiyat yaratır insana. Sen hissettiğin, önemsediğin, öğrendiğin ve öğrettiğin şeylere göre bu oyuna şekil verirsin.
İşte budur hayat! …
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin…
Demiş şair Can YÜCEL ve ne kadar doğru anlatmış, işte budur hayat!