Hayatın Armağanı

Herkes kendi hikayesinin kahramanıdır. Herkesin hikayesi kendine özeldir. Yaşadıklarımız, mutluluklarımız, hüzünlerimiz ve acılarımız hepsi bizi biz yapan, hayatımıza anlam katan şeylerdir. Bazı zamanlar yıkılır, bazı zamanlar toparlanır, bazı zamanlar ise mutluluktan havalara uçarız. Peki bizi en güçlü kılan hangi duygumuzdur?

Acı, hüzün, mutluluk, gözyaşı hepsi teker teker bulunur hayatımızda hatta ve hatta bazen ise birkaçı aynı anda bile çıkabilir karşımıza. Bunların yanı sıra başrolü olduğumuz hayatımızda başka insanlar da vardır. Dostlarımız, ailemiz, bize kendimizi bulduran, kendimizi tanımamızı sağlayan insanlar. Onlar ile beraber yaşarız birçok şeyi hatta bazen ise onlar yüzünden. Evet birlikte güleriz, eğleniriz, iyi günümüzde yanımızda olurlar fakat öyle günlerimiz olur ki çevremize bakındığımızda birlikte güldüğümüz insanlardan eser kalmamıştır. Zorluklar ile karşılaşırız ve o zaman insan hatırlar ki biz bu koca dünyada tek başımızayız. Her türlü şeyle kendimiz başa çıkmak zorundayız. Sonuçta yalnız geldik bu günlere, birilerine bel bağlamak gibi bir lüksümüz yok.

Gasson bir sözünde şöyle diyor, “İnsanın en büyük dostu zorluklardır. Çünkü insanı karşılaştığı zorluklar güçlendirir.” İnsanoğlu en büyük dersi hatalarından çıkartır. Önceden yaşadıklarımız bize bundan sonra nasıl yaşamamız gerektiğini öğretir. Zorluklar, hayatımızda belki de her şeyden çok onlar var. Biz onlar ile beraber öğreniyoruz yaşamayı, onlar ile beraber öğreniyoruz bir daha ki sefere nasıl başa çıkacağımızı. Acı da olsa bir nevi dostluk yapıyorlar bize, kanatarak ve acıtarak öğretiyorlar bazı gerçekleri.

Bizim, insanların belki de hem en güçlü hem de en zayıf duygusu sevgidir. Çünkü sevgi, bazen insanın bazı şeyleri görmesine, görse de inanmasına engel olur. Bir nevi insanın kendini kandırması da denebilir. İşte insanın hayatındaki en büyük ve en acı zorluklardan birisi de budur, sevdiğin bir insan tarafından aldatılmak, kandırılmak. Yine ve yeniden bu acımasız hayatın karşına bir tümsek çıkardığını görürsün, hayatını bir an olsun gözünü kapayarak geçiremeyeceğini işte o zaman tekrar anlarsın. Sevdiğin, tanıdığını sandığın insanların aslında bambaşka insanlar olduklarını görürsün.

İnsanoğlu evrende bulunan her şey gibi ufak tefek dahi olsa değişime mahkumdur. Sonuç olarak, gelişiyoruz, okuyoruz, öğreniyoruz ve bunlar bizim bazı şeyleri değiştirmemize yol açabilen etkenler haline geliyor. Ama bence insanın fikirleri, düşünceleri ya da inandıkları değişse bile insanın kalbinin, içinde bulunan iyiliğin değişmemesi gerekir. Ne zaman birinin başka biri haline geldiğini görsek işte o zaman yeniden başka bir zorlukla daha  başa çıkmamızın gerektiğini görürüz, fakat o zorluk bize başkalarının yapmaya yeltenmediği dostluğu yapıp bize doğruyu, yanlışı gösterip bizim büyümemizi sağlar.

Hayat acısıyla, tatlısıyla, kahkahası ve haykırışlarıyla bizim hayatımız. Nasıl yaşayacağımız bizim tercihimiz. Ne zaman ki yaşadıklarımızdan, hayatın bize armağan ettiği zorluklardan ders çıkarırız işte o zaman her şeyin daha güzel olacağının sinyallerini almaya başlarız. Çünkü bir daha ki sefere üzülmek ilk seferinde olduğu gibi kolay olmuyor.

 

(Visited 30 times, 1 visits today)