Hayat , ne kadar da garip fakat bir o kadar da mükemmel . Bazen diyorsunuz ki işte istediğim hayat bu böyle olmalı ancak üzerinden uzun zaman geçip arkanıza baktığınızda o hazzı ve mutluluğu gerçekten hissediyor musunuz ? Belki de iyi değil de kötü günleriniz , hatırlamak istemediğiniz olaylar oldu ama gerçekten de sizi hayatta tutan mutluluklarınız mı yoksa üzüntüleriniz mi ?
Bana sorarsanız ikisi de sonuçta bu karmakarışık hayatın içinde sadece iyilik , mutluluk olacak diye bir şey yok. Üzüntü keder veya pişmanlık da hayatımızın bir parçası. Her şey o kadar mükemmel ve istediğiniz gibi ilerliyordur ki siz bundan sonra hayatınızın hep böyle olacağını sanırsınız . Bir bakmışsınız ki tepetaklak olmuşsunuz. Peki, bulunduğumuz bu durumdan savaşıp çıkmak mı yoksa beklemek mi tercihimiz olmalı.
Savaşmak , nedir ki ya da ne uğruna savaşırız kaybettiklerimizi geri kazanmak için mi yoksa elimizdekilere sahip çıkabilmek için mi ? Kaybettiklerimizi geri kazanmak ve onlarla tekrar bağ kurabilmek benim gözümde savaşın bitip galibiyetin ilan edildiği andır. Bu yüzden zorluklarla , güçlüklerle karşılaşıp belki de bunlara yenilip toplanmak ve eski gücümüze dönmek bende kararlılığın ve azmin sembolüdür. Çünkü bu hayatta zorluk demek: güç demek , hayatta kalabilmek demek ve zorluklardan ders çıkarıp yaşamak başarı demek.
Güç çok anlamlı bir kavram değil mi sizce de ? Benim için para iken güç senin için ailen ve dostlarındır. Hayatta hepimizin bir gücü vardır. Peki , asıl güç nedir ki ? Ünlü bir düşünürümüz olan Gasson şöyle demiştir : “İnsanın en büyük dostu zorluklardır. Çünkü insanı karşılaştığı zorluklar güçlendirir. ” Gasson’ un bu sözüne baktığımızda aslında gücümüzün ne olduğu değil de bizi güçlendiren faktörler daha önemlidir. Bu yüzden gücünüz ne olursa olsun aşk , para ya da aileniz. Eğer siz bu elinizdekilerle zorluklara karşı gelebiliyorsanız işte o zaman güçlüsünüzdür.
Yaşamın da anlamını çözmüş olduk. Aslında ne kadar tam bir karşılığı olmasa da yaşam onu anlamlı kılan şeyler sayesinde ayakta durabiliyor. Mutluluk ve huzur bunlardan birkaçı tabii hüzün , keder ve acıyı unutursak olmaz. Ben yaşadığımı iyiyle değil kötüyle anlıyorum. Pamuk şeker dünyasında değil de dört duvar arasına sıkışmışken anlıyorum hayatın değerini. Kısacası hayatımdaki güçlüklere karşı gelince hissediyorum o kelimelerin yetmediği mutluluğu. Çünkü hala bu karmakarışık hayatla savaşabilecek gücüm ve azmim olduğunu görmek kelimelerin yetersiz kaldığı andır. Bu yüzden siz de rahatlığa değil de güçlüğe alışın. Rahata herkes zaten alışıktır ama güçlüğe alışık olmak her insanın yapısında yoktur.