Hayatta hiçbir şeyin istediğimiz gibi olmadığı zamanlar yaşayabiliriz. Hayaller bazen bizi çok iyi hissettirse de gerçekler çok acımasız olabilir. Bazı gerçekler vardır ki ne kadar çok dostumuz ve tanıdığımız olsa bile aslında hepimiz hayatımızı tek başımıza yaşarız. Gerçek olan hayatın bizden ne istediği değil, bizim hayattan ne istediğimizdir. Bu zorlu yolda ilerlerken önümüze çıkan engeller bazen takılıp düşmemizi, bazen ise bazı zorlukların üstünden rahatça geçebilmemizi sağlar. Hayal gücümüzün eriştiği noktalar çok lüks bir yaşam olsa da bir anda hiçbir şeyimiz kalmayıp sokakta yaşamamız bile mümkün olabilir.
Bazı insanlar vardır. Gerçekten ellerinden hiçbir şey gelmez ve hayat mücadelesi dediğimiz savaşı kaybedip kendilerini tamamıyla bir boşluğa bırakırlar. Bu boşlukta nasıl yaşanılacağını öğrenirler. Bazen bir köprünün altında bir kartonun üstünde, bazen bir bankamatiğin içinde, bazen ise parklarda bu yaşam mücadelesi dediğimiz şeyin üstesinden gelmeye çalışırlar. Ama farkında olmadıkları hala bir savaşın içinde olmalarıdır.
Bu hayat mücadelesini yaşayanların hepsi cahil değildir. Bazıları çok iyi okullarda okumuş, bazıları ise gerçekten hiç iyi okuyamamış. Ama hayatta okumuş insanlardan çok daha fazla tecrübe edinmiş. Belki bu tecrübeleri kendi dostları olmuş ya da kendi düşmanları. Kimseye güvenmemesini, kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş olan bu insanlar büyük bir ihtimalle çoğu insandan daha fazlasını yaşamış, daha fazla tecrübeye sahip olan ve en küçük şeyle mutlu olmasını bilen insanlardır.
Biz insanlarsa yani her şeye sahip olan bizlerse çok güzel gelişmeler olduğunda bile mutlu olmayı bilemiyoruz. Fakat onlar birisi kendisiyle konuştuğunda, önlerine bir kaşık yemek konulduğunda ya da en basit örneği olan kendisinin iyiliği için insanların bir şeyler yaptığını düşündüklerinde bile mutlu olmayı beceriyorlar. Dünya sanki bizim etrafımızda dönüyormuş gibi insanlara sadece kendi isteklerimizi yaptırmaya çalışıyoruz. Ne kadar bencilce!
İnsanların neden böyle bencil davrandığı hakkında hiçbir fikrim yok. Belki yaratılış böyle. İnsanlar sadece değerli bir şeylerini kaybettiğinde her şeyin değerini anlamaya başlıyorlar. Keşke insanlar herhangi bir şeyini kaybetmeden önce sahip oldukları yaşamın, mutluluğun, sağlığın değerini bilse, bu kadar bencil olmasa!