Bir pazar akşamı annemle babamın konuşmasını kulak kulak misafiri oldum. Babam böyle demişti “O belgeleri imzalamak için ikimizin de Mersin’e gitmemiz gerek.” Demişti. Annem de beni ve kız kardeşimi nasıl tek başımıza bırakabileceğimizi sorunca bir süre tartışarak bizi bir haftalığına evde tek başımıza bırakmaya karar verdiler. Pazartesi sabahı bizi salonda toplayarak olayı anlatıp evden çıktılar. Ben ve kardeşim birbirimize bakarak;
– Düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun, dedim
– Evet.
Bir ağızdan “Tüm hafta istediğimizi yapabiliriz!” diye bağırarak odalarımıza gittik. Ben bilgisayarımda oyun oynamaya başlamışken kardeşim tüm arkadaşlarını arayıp evimizde parti yapmayı planladığını söyledi. Birkaç saat sonra saate baktım ve işime geç kaldığımı farkettim
. Aniden sandalyemden kalkıp üniformamı giyip evden çıktım. O zamanlar bir hamburger restoranında çalışıyordum. Babamın bana verdiği harçlık yetmeyince orda çalışmaya karar vermiştim. Bu işe hala devam etmemin nedeni de iş arkadaşlarımla çok sıkı bir bağ kurmamdı. İş yerine varım, arka kapıdan girip hemen iş başına koyuldum. Yanımdaki çalışana:
– Patron benim geç geldiğimi farketti mi?
– Hayır, tam vaktinde geldin, dedi.
Patronum mutfağın diğer ucundan bağırarak beni çağırı ve “İşin bitince odama gel.” Dedi.
Strese kapılarak odasına yürüdüm, kapıyı çalıp içeri girdim. Benim gözlerimin içine bakarak “Otur” dedi ve sözlerine başladı:
– Bu restorantta geç kalan çalışanları tolere etmediğimizi biliyorsun ve yine de bu saygısız davranışta bulundun.
– Kovuldum mu?
– Önceki iş saatlerine hiç geç kalmadığından ve tüm müşterilerimizi gülümseyen yüzle karşılayıp gönüllerini çalıp bize daha çok para kazanmamızı sağladığından sana bir şans daha tanıyacağım. Ama bir kez daha geç kalırsan seni çalışanlar listesinden silmek zorunda kalırım. Şimdi bulaşık yıkamaya git. Bu gün için temizlikçimiz izin aldı ve bu yüzden yerleri de sen sileceksin.
– Teşekkür ederim efendim, deyip ikinci şansımı değerlendirmeye gittim.
Saatlerce bulaşıklarla uğraştıktan sonra telefonuma bir mesajın geldiğini gördüm. Kardeşimden gelmişti. Ne yazdığına baktığımda mesaj silinmişti. Önemsiz bir şey olduğunu düşünüp bbulaşıkları yıkamaya geri döndüm. Bulaşık işi bitince yerleri yıkamaya başladım. Yerleri yıkarken tüm iş arkadaşlarımın telefonları teker teker çalmaya başlamıştı. Ne olduğunu merak ettiğimden uzaktan birkaçına baktım. Hepsi de gülüyordu. Ne olduğunu anlayamamıştım ve vaktimi buna harcamak yerine işime odaklandım. Mesai saatim bitince arkadaşlarımla birlikte evlerimize dağıldık fakat aralarından birkaçı benim evimin olduğu yönde gidiyorlardı. Onlara soru sormak yerine sessizce arkalarından takip etmeye karar verdim. Evimin kapısına kadar takip ettim. Binaya girdiğimde basamaklarda yatan kişilere gözüm takıldı. Hiçbiri bu binada yaşamıyordu. Evim ve kardeşim için endişelendim. Adımlarımda hız alarak iş arkadaşlarımın arasından geçip evimin kapısına ulaştım
. Dairemden gürültü geliyordu. Anahtarı cebimde ararken olanları düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Kapıyı açtığımda ise daha büyük bir sürpriz! Kendi evimde tanımadığım birden fazla yüz. Kalabalığın arasına dalıp kardeşimi bulmaya çalıştım. Bulduğumda hemen kolundan tutup sessiz bir yere götürüp sorguya çektim. Gereken bilgileri edindiğimde odamda duran megafonu alıp “Millet! Partiniz bitti şimdi herkes hemen buradan defolsun!” deyip öfkeli kitlenin gitmesini bekledim. Herkes gidince kapıyı kapatıp kardeşime dönerek:
– Neden evde parti başlattığını ya da niye bu kadar kişiyi davet ettiğini sormayacağım ama bu dağınıklığı nasıl toplamayı planlıyorsun?
– Annemler bu Pazar gelecekler. Evi temizlemek için daha vaktimiz var, dedi
Konuşmayı fazla uzatmadan işe koyulduk. Bozuk pizzalardan kırık cam şişelere kadar her çöpü toplayıp evin tamamını temizledik. Annemlerin gelişinden önce temizliği bitirmeyi başardık. Pazar günü annemler gelince rahat rahat odalarımızda kendi işlerimizle uğraşıyorduk. Annemler neredeyse hiçbir şey farketmemişlerdi fakat yine de şüpheliydiler. Keşke duvarlardaki çatlakları ve yanmış ses sistemini e düzeltseydik de cezalandırılmasaydım. O günden itibaren bizi evde tek başımıza hiç bırakmadılar.