Ege, bir zamanlar mutlu mesut yaşıyormuş. Bir gün, her zamanki gibi okuldan dönerken ayağına bir broşür takılmış. Broşüre baktığında biraz heyecanlanmış. Üzerinde şöyle yazıyormuş: “Dikkat dikkat! Genç yetenekler hayat buluyor! Sen de bu go-kart yarışmasına katılmak için bizimle iletişime geç.”
Ege, bu haberi eve vardığında hemen arkadaşlarına telefon ederek anlatmış. Arkadaşlarından olumlu geri dönüşler alınca daha da heyecanlanmış. Şimdi bu haberi annesine söylemesi gerekiyormuş. Akşam ailece sofraya oturduklarında, Ege bu broşürden biraz bahsetmiş, fakat annesi pek olumlu karşılamamış. Bu durum, Ege’nin moralini biraz bozmuş.
Ertesi sabah, Ege okula üzgün gitmiş çünkü annesi bu fikre sıcak bakmamış. Ancak Ege, yarışma fikrine zaman geçtikçe daha çok ısınmaya başlamış. Bu da onu go-kart dersleri alma düşüncesine yöneltmiş, ama bir sorun varmış: Ege, go-kart’ın nerede yapılacağını bilmiyormuş. Birkaç arkadaşından yardım istemiş ve onların tavsiyeleri sayesinde kendisine bir özel ders hocası bulmuş. Fakat bu dersi annesine fark ettirmeden nasıl yapacağını düşünüyormuş. Zor olsa da Ege bir hafta boyunca bu özel dersleri gizlice almayı başarmış.
Bir gün, Ege yine özel derse giderken, annesi bir şeylerden şüphelenmiş ve gizlice onu takip etmiş. Ege’nin bir kursa gittiğini görünce, annesi şaşırmış ama sesini çıkarmamış. Ege eve geldiğinde, annesi ona “Neden bana kursa gittiğini söylemedin?” diye sormuş. Ege, hatasını anlayarak üzgün bir sesle “Özür dilerim anne.” demiş. Annesi, Ege’ye tek bir söz bile etmeden odasına gitmiş.
Sabah olduğunda, Ege hem annesinden gizli iş yaptığı için üzgün hem de yarışma günü olduğu için heyecanlıymış. Saat 15:30’da, babası Ege’yi yarışmaya bırakmış. Ege, yarışmadan çok mutlu ayrılmış çünkü yarışı birinci olarak bitirmiş ve go-kart takımına katılmaya hak kazanmış. Artık Ege’nin tek bir derdi kalmış: Annesinin gönlünü almak.
Eve geldiğinde, annesi ona sıkı sıkı sarılmış ve barışmışlar. Ege, annesinin onu bu kadar çabuk affetmesine şaşırmış ve artık hiçbir derdi kalmamış. İçinden “Verdiğim en iyi kararmış.” demiş.