Onunla tanışmamın bütün hayatımı değiştireceğini bilmiyordum. Eğer biliyor olsaydım eminim ki onunla çok daha önceden tanışırdım. Hazır aklıma gelmişken onun kim olduğundan bahsedeyim. Kendisi şuanda en yakın dostum olan kişi.
Onunla tanışmadan 1 ay önce ailem ağır bir kaza geçirmişti. Ben evde yokken evimizde yangın çıkmıştı ve yangının sonucunda annemle babam ağır yaralanmıştı. Bana o zamanlarda bu haberi anneannemler vermişti. Peki ben o sırada evde değil de nerede miydim? Anneannemlerdeyim. “Evde düzgün beslenmediğimden” dolayı annem, yaz tatilinde bir süre anneannemlerde kalmamı önermişti. Bende onun bu önerisine uyup anneannemlere gitmiştim. Yangın olduğunda evde olmamam büyük bir şanstı.
Kazadan 1 hafta sonra annemle babamı hastanede ziyarete gitmiştik. Durumları pek iyiye gitmiyordu. Onlarla biraz konuşmaya çalıştım fakat bir türlü iletişim kuramadık. Doktorla görüştüğümüzde haber beklememizi söyledi ve sonrasında hastaneden çıktık.
Bunun üzerinden birkaç hafta geçtikten biraz kendimi toplamak için dışarı çıktım. Dışarı çıktığımda masa tenisi oynamaya karar verdim fakat dışarı yalnız başıma çıktığımı hatırladım. Anneannemler bir sitede oturuyordu, o sitede gezinip benle oynayacak birini aramaya karar verdim. Yaşıtımda insanlar aradım. Sitede bir futbol sahası vardı orda oynayan insanlar benle aynı yaş gibi gözüküyordu. Onlara gidip sordum: “Merhaba, maçınız bitince beraber masa tenisi oynamak ister misiniz?”. Onlar ise : “Maalesef maçımız bitince eve döneceğiz” dediler. Bende yaşıtım olan başka insanlar aramaya başladım. Parkta yalnız başında oturan birisi vardı. Gidip ona benimle masa tenisi oynayacak birini aradığımı söyleyince mutlu oldu ve teklifimi kabul etti.
Masa tenisi oynamak için beraber bir oyun salonuna gittik. Oyun salonuna geldiğimizde gördüğümüz gibi bir pinpon masasına doğru yürüdük. Raketler ve top masanın üzerindeydi. 10 dakika boyunca hiç konuşmadan pinpon oynadık. Sonra benim yanıma yürüdü ve üzgün gözüktüğümü, derdimin ne olduğunu sordu. Moralimin bozukluğunu o kadar fazla içimde tutmuştum ki sorduğu gibi her şeyi anlattım. Anlattığım gibi bana yardım edebileceği bir şey olup olmadığını sordu. “Bilmiyorum…” dedim.
O güne kadar kendimi berbat hissediyordum ve yaşıyor gibi değildim. Fakat o bana elini uzatmıştı. O gün bana “Bundan sonra her gün sabahtan dışarı çıkalım ve birbirimizi daha iyi tanıyalım, sakın ümidini kaybetme çünkü onlar bakmaları gereken bir çocuklarının olduğunun farkındalar ve seni asla bırakmayacaklar.” dedi. Bu sözler benim için çok anlamlıydı çünkü ilk defa biri beni teselli ediyordu. Anneannem ve dedem de benim kadar üzgün oldukları için beni hiç teselli etmemişlerdi. Anneannemlerle konuştum ve her gün beraber anne ve babamı ziyaret etmeyi tavsiye ettim. Her gün türlü türlü çiçeklerle annemleri ziyaret ettik. Annemlerin durumunda 3 ay boyunca hiç değişiklik olmadı. 3 ay sonra ise sonunda doktor müjdeli haberi verdi.
Annem ve babam iyileşme göstermeye başlamıştı. Doktor aylar boyunca yatakta yattıktan sonra sonunda rehabilitasyona başlayabileceklerini söyledi. Bir hafta sonra rehabilitasyona başladılar ve bittiğinde ise iyileştiler. Hastaneden taburcu oldular ve o zaman ki mutluluğumu kelimelere dökmem imkansız. Annem ve babam hastanedeyken onlara arkadaşımı anlatmıştım fakat onlara arkadaşımdan ve bana bulunduğu yardımlardan tekrar bahsettim. Annemlerin taburcu olduğunu arkadaşıma söylediğimde o da benim kadar mutlu oldu. Onu ikinci defa bu kadar mutluyken görüyordum. İlk defa bu kadar mutlu gördüğümde ise beni teselli ediyordu.