Yeni bir işe başlıyordum. Bu iş için çalıştığım yerden ayrılmıştım. Yeni işim için gereken bölümü üniversitede artıdan okumuştum: Mimarlık. Her zaman hayalimde vardı fakat o zamanlar aile büyüklerimin baskısıyla mühendis olmuştum. Sonradan mimarlığın mühendislikten daha az yorucu olduğunu anlamıştım. Kendi mimarlık ofisimi açacaktım. Birkaç mimar arkadaşım ile bu konuyu tartışmıştık ve bana “Hayellerini izle”, “Hangi işte daha mutlu olursan o işi yap tarzında şeyler söyemişlerdi. Bana değer veriyorlardı.
O gün gelmişti ve ben mimarlık ofisimi nerede açacağımı seçecektim. 2 mimar 1 mühendis arkadaşım ile ofislere bakıyorduk. Uygun bir ofis bulmuştuk: İki katlı, mutfağı ve 2 banyosu bulunan bir ofisti burası. Kesin kararımı verdikten sonra bir emlakçı ile görüştük ve buranın gerçekten güzel bir ofis olacağını söyledi. Ofisi aldıktan sonra masa-sandalye gibi malzemeleri almak geliyordu. Bu işi de hallettikten sonra 2 toplantı vardı. 1. toplantı ne kadar kolay geçecek olsa da 2. toplantı her şeyi belirleyecekti. Gün gelmişti, 1. toplantı zamanıydı, heycanlıydım fakat abartacak kadar değil. Toplantı içerisinde küçük bir tartışma çıkmıştı fakat önemli bir şey değildi. Toplantı bitmişti, güler yüzlü bir şekilde içeriden çıkmıştım. Ofisi kapmıştım! Fakat daha 2. bir toplantı vardı ki – en önemlisi – asıl benim mimar olup olmayacağımın kesin kararının verileceği toplantı.
Günler geçti ve hayatımın dönüm noktası günü gelmişti. Bu karar belki de hayatımı değiştirecekti. Ya her şeyimi kaybedeceğim ya da hayal bile edemeyeceğim bir yaşam sürecektim! Çok ama çok heyecanlıydım. Ellerim titriyordu ve tırnaklarımı yemeye başlamıştım. Toplantı başlarken kalbim yerinden fırlayacak gibi oluyordu ve hani kaburgalarınız da bir ağrı hissedersiniz ya işte onu yaşıyordum o dakikalarda! Herkes sessizdi, sadece benim kalbimin hızlı bir şekilde atış sesi duyuluyordu. Bayılacak gibiydim. Masada duran soğuk suyumdan içtim, kendime yavaş yavaş geliyordum. Bu soğuk su içimdeki ateşi dindiriyordu fakat dışımdaki ateş yani yüzümün o kızarıklığı ve beni ter basmasını dindirememişti. Toplantı başkanı benden çizdiğim bina örneklerini istedi tabi ben onları verirken dizlerim tir tir titriyordu. Düşecek gibi hissediyordum kendimi. Aslında bu kadar paniğe gerek yokmuş çünkü mimar oluyordum!