İnsanlar hayatları boyunca yaşayabilecekleri en iyi şekilde yaşamaya çabalamalılar bence. En iyi halimizle yaşayamasak da bunun için çaba sarf etmek bile çok önemli. Hiçbir şey hedeflemeden ve harekete geçmeden hayatı güzel yaşayabileceğimizi sanmanın yaşamaya değer bir düşünce olduğuna katılmıyorum. Peki, hayatımızı yaşamaya değer bir şekilde geçirmek için en gerekli unsur nedir sizce? Bu en önemlisi mi bilemem ama bence düşüncelerimiz ve özellikle düşünme tarzımız hayatımızı çok büyük bir şekilde etkiler. Bu yüzden her birimiz hayatı istediğimiz gibi yaşayabilmek için öncelikle doğru düşünebilmeyi öğrenmeliyiz. Ve bence hayatı en çok etkileyen, düşünülmesi gereken en doğru düşüncelerden biri Albert Einstein’ın “Dünden ders çıkar, bugünü yaşa, yarın için umut et!” sözü.
Einstein’ın birçok düşüncesine katıldığım gibi “Dündenders çıkar, bugünü yaşa, yarın için umut et!” sözüne de katılıyorum. Çünkü insanlar, bir anı yaşarken başka bir zamanla karıştırmadan yaşamalılar; ancak bir an içerisinde düşünürken başka zamanla beraber düşünmeliler. Bunun ne demek olduğunu şöyle açıklayayım: Geçmişte herkes iyi ya da kötü çok şey yaşar. Bu yaşantılarımız bizi biz yapan şeylerdir. Bizim kişiliğimizin çok büyük bir kısmı geçmişteki yaşantılarımız ve olayları öğrenme şeklimizden kaynaklandığından dolayı geçmişimizi bir kenara atıp umursamamaya başlayamayız. Bu durum tecrübelerimizi kazandığımız yere ya da zamana saygı duymamak olur. Tabii ki de demiyorum ki her an geçmişi düşünelim, başımıza gelen her olayı geçmişimize bağlayalım. Bunu yapmak da çok yanlış olur. Bir anda geçmişe takılmak yerine geleceğimizi de kafamıza takabiliriz ama bu da doğru bir davranış olmaz. Çünkü gelecek çok karışık bir kavram. Yapmış olduğumuz en ufak veya alakasız sandığımız bir seçim bile geleceğimizi büyük bir şekilde etkileyebiliyorken bizim kafamızı geleceğe takmak çok yanlış olur. Çünkü gelecek bir bilinmezse, geleceğimizi gereğinden fazla düşünmek demek şu anda bilip elimizden gelen durumlardan uzaklaşmak yerine bilinmezlere kafa yorup elimizdekileri de kaçırmaya yakın olmayı tercih etmek demek olur. Peki, elimizdekileri kullanabildiğimiz en doğru zaman ne zaman? Tam da şu an. Geçmişte takılıp zihnimizi geçmişte bırakmak yerine geçmişteki yaşanmışlıklarımızı, şu anı ve yaşayacağımız sonraki anları daha doğru ve güzel yaşayabilmek için yaşadığımız anda yaptıklarımızla bağdaştırabiliriz. Geçmişteki tecrübelerimiz boşuna veya haksız yere değil, doğru yerlerde kullanıp güzel bir yaşam elde etmek için bir fırsat haline getirmeliyiz. Aynı zamanda hayatımızı daha güzel bir şekilde yaşayabilmek için elimizde olmayan durumları düşünmek yerine değiştirebildiklerimizle kafa yormayı tercih etmeliyiz, yani geleceğimiz yerine içerisinde olduğumuz anı. İçerisinde olduğumuz andaki hareket ve seçimlerimizi geçmişten çıkarmamız gereken derslerle birlikte yaptığımızda geleceğimizi de doğru bir şekilde etkilemiş oluyoruz. Eğer geçmişte yaşadıklarımız içerisinde olduğumuz zamanı etkiliyorsa, içinde olduğumuz an yaptıklarımız da geleceğimizi etkileyecektir.
Zaman kavramının hayatımızdaki düzene çok etkisi var. Bu yüzden hayatımızda yaşadıklarımıza ve yaşadıklarımızın ne zaman olup, ne zaman olması gerektiğini iyi bir şekilde anlayıp, geçmişte çıkardığımız derslerle birlikte içinde olduğumuz zamanı nasıl yaşadığımıza ve yaptıklarımızın geleceğe bir katkısı olacağını düşünerek hareket etmek, doğru düşünebilmeyi öğrenip hayatımızı istediğimiz şekilde yaşamamıza katkı sağlayacaktır.