Gerçek nedir? Ne değildir? Gerçek varlık ve yokluktur. Bilinçten bağımsız olarak fiziksel ve nesnel olarak var olmaktır. Peki ya hakikat? Hakikat asıl ya da esası demektir. Hakikat özüdür, her şeyin özüdür. Felsefik olarak bir düşüncenin gerçekle uyuşmasıdır. Gerçekliğin aynası da denebilir. Bir bakıma hakikat özneldir.
Yaşadığımız hayat ve evren üzerine birçok teori ve felsefe akımı başlatılmıştır. 1999 yılında vizyona çıkan ve çok ilgi gören, dört tane Oscar ödüllü ‘The Matrix’ bilimkurgu ve aksiyon filmi de bu akımlardan etkilenmiştir. Neo adlı bir gencin yaşadığı dünyanın bir simülasyondan ibaret olduğunu anlamasını ve bundan bir çıkış yolu aramasını anlatır. ‘The Matrix’de varoluşçuluk, ontoloji ve epistemoloji gibi hayata karşı felsefik görüşlerden yararlanılmıştır. O yüzden de insanları kalıpların dışında düşünmeye zorlar. İnsanlık için gerçekten çok sorgulanması gereken ve vizyonumuzu genişleten çarpıtıcı bir filmdir.
Felsefe aslında varlık sorunsalı ile başlamıştır.
Varlığı, var olanları bir genel olarak konu alan felsefeye ontoloji veya varlık felsefesi denir. Aristoteles ontolojiyi “Var olanı, var olan olarak, saf hâlde ele almak” olarak tanımlamıştır. Ontoloji; varlık nedir, fiziksel ya da ruhsal varlıklar, varlık nasıl var olur, evrende düzen var mıdır, varlık değişken midir gibi birçok soruya cevap arar. Metafizik ve ontoloji başka bir görüşe göre birbirlerini tamamlarlar. Varlık var mıdır sorusuna yoktur diye cevap veren düşünce akımına nihilizm denir.
Her şeyin bir değerinin olmadığını ve bir hiçlikten oluştuğunu savunan görüş nihilizmdir. Başka bir deyişle nihilizme, yokçuluk ya da hiççilik de denir. ‘Nihil’ sözcüğü Latince ’de ‘hiç’ anlamına gelir. Bir kesinlik olasılığının olmadığını inkâr ederler. Bu görüş radikal şüphecidir. Bazı nihilistler yani bu görüşü savunan ve inanan insanlar hayatın bir anlam ve neden taşımadığını düşünür. Nihilizm denince akla gelen ilk isim Friedrich Nietzsche’dir. Nietzsche, kabul ettirilen tüm değerlerin veya anlamın kesin olarak kabul edilmemesi gerektiğini düşünür. Bir kitabında (Güç İstenci’de) “Nihilizm sadece her şeyin yok olması gerektiği inancı değil; kişinin de yok eden olması gerektiği inancıdır” demektedir. Nihilizmin 20. Yüzyılda etkisi çok büyüktür.
Peki sizce bir rüyada ya da simülasyonda olup olmadığımızı nasıl anlarız? Ya da cidden anlayabilir miyiz? Bence birçok kişi anladığını sanmakta. Ama sadece sanıyorlar yani cidden öyle mi yoksa değil minin cevabını asla alamayacağız. Benim de ilgimi çeken, Sokrates’in bir sözü vardır “Sorgulanmamış hayat yaşanmamış hayattır”. Sizce sorgulamak bile tek başına yeterli mi? Böyle bir hayatın gerçekten var olup olmadığını bilemezken, yaşamın bir gerçeklik ya da bir simülasyon olduğunu nasıl anlarız veya bir anlam taşımadığını nasıl kara veririz. Sizce şu an hangi gerçekliğin hangi aşamasındayız?
kaynaklar:
https://www.turkedebiyati.org
https://www.milliyet.com.tr/egitim/sozluk/gerceklik-nedir-tdk-sozluk-anlami-nedir-felsefede-gerceklik-tanimi-ve-ornekleri-6631165
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ger%C3%A7eklik
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/803715
https://www.milliyet.com.tr/molatik/sanat/matrix-ve-felsefe-iliskisi-84457
https://tr.wikipedia.org/wiki/Matrix_(film)
https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/70766/mod_resource/content/0/VARLIK%20FELSEFES%C4%B0.pdf
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/837550
https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/70766/mod_resource/content/0/VARLIK%20FELSEFES%C4%B0.pdf
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/803715