Hayatı, “Doğumdan ölüme kadar geçen süre” olarak kısaca tanımlayabiliriz. Bu tarif, bu sürede neler yaşandığını, insanın neler yaptığını veya yapamadığını anlatmaya yetmeyebilir. O nedenle hayatı belki de şu şekilde anlatmak mümkündür; hayat aslında kimi sevdiğiniz veya kimi incittiğinizdir. Kimi mutlu, kimi mutsuz ettiğinizdir. Sizin olanları koruyabilme ya da mahvedebilmenizdir. Dostluklarınızdır. Neyi söylediğiniz ve neyi kastettiğinizdir. Hangi önemli hüküm ve kararları verdiğiniz ve de niçin verdiğinizdir. En önemlisi içinizde sevgiyi taşımak, büyütmek ve dağıtmaktır. Başka insanların kalbine dokundurabilmektir. Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçersiniz ve hayat bu seçimlerdir zaten.
Fakat hayat maalesef herkese eşit fırsatlar sunmayabilir. Bazıları için zor, bazıları içinde kolay geçer hayat. Bazıları sokakta yaşamak zorundadır, gelirleri yetmez bir evleri olmasına. Bu noktada hayatın sunmadığı adaleti sağlamada biz üzerimize düşeni yapmalıyız. Yardım etmeliyiz tüm ihtiyacı olanlara. Eşyası olmayana eşya, yemeği olmayana yemek, parası olmayana para, eğitim şansı bulamamışlara kitap ve sevgi bulamamışlara sevgi vermeliyiz. Bu, hem bizim bakış açımızı değiştirir hayata karşı hem de herkesin mutluluğuna katkı sağlamış oluruz.
Şunu unutmamalıyız ki hayat bazen değişebiliyor. Mesela zenginken her an fakir olabiliriz ya da sağlıklıyken hasta. En sağlıklı insan bile kalp krizi ya da kanser gibi hastalıklardan dolayı çok kısa sürede sağlıklarını kaybedebilir. En zenginlerin bile iflas edip paralarını kaybettiklerini hep duymuşuzdur. O nedenle hayatı paylaşabilmek ve hayatın adil olmadığı noktalar da birbirimize yardım edebilmektir hayatı değerli kılan.