Hayat mıdır İmkansız Olan ?

Hayat, ne demektir aslında bilen var mi? Tanımlayabilen , amacını ya da sonunu bilen biri bulabilir miyiz? Hayat sizce de karmakarışık bir problem değil midir? Siz ne zaman çözdüğünüzü düşünseniz size zorluklar çıkartmaya devam eder. Her ne kadar farklı tanımlarsak tanımlayalım hepimizin amacı kolay ya da zor yoldan bir şekilde problemlerimizi kısacası hayatı çözmektir. Ne kadar bazen bırakmak istesekte , gücümüz de bitse önemli olan zorluklarımızı yenip amacımıza ulaşmaktır. Tolstoy’un da dediği gibi : “Yaşamdan yakınmamızın nedeni, karşılaştığımız zorlukların büyüklüğü değil, gücümüzün azlığıdır.”

Amacımızın olması bu dünyada bizi canlı tutan ilkelerin başında gelir. Çünkü insanoğlu ne olursa olsun büyük küçük farketmeksizin istediğini elde edene kadar dur durak bilmez. Bazılarımız bunu iyi yollardan yapmayı tercih ederken bazılarımız hırsımıza yenik düşüp kötü yolları seçeriz ama asıl önemli olan da yeterli gücümüzün ve motivasyonumuzun olup olmadığıdır.

Çağımızın en büyük problemi olan para artık herkesin baş tacı olmuştur. İnsanlar artık amaçlarını ve hayattaki mücadelelerini mutlu olmak için değil para uğruna harcar. Evet, para hayatımızı yürütmenin önemli ihtiyaçlarından biridir fakat mutluluğumuzu harcamaya değer mi? Bana sorarsanız değmez. Çünkü zorlukları aşmanın, ve imkansızı başarmanın anahtarlarından biri de mutluluktur. Mutluluk olmadan da o kapıyı açabilirsiniz ancak sizi normalden daha fazla zorlar.

Hayatla mücadele etmeyi başarıp günümüzde de varlığını sürdüren o kadar çok insan vardır ki . Eskilerden örnek vericek olursak , Mozart’ın işitme ve görme engelli olmasına rağmen yazdığı besteler ve konçertolar günümüzde hayranlıkla çalınmaktadır. O kadar engele rağmen günümüz yeteneklerinin bile üstünde olması hala merak konusu olmaktadır.

Disney’in kurucusu olan Walt Disney ailesinin maddi durumundan dolayı okulu yarıda bırakıp kardeşleriyle işe başladı ardından 16 yaşında olmasına rağmen gizli bir şekilde Brinci Dünya Savaşı’na katıldı. Geri döndüğünde, bir gazetede siyasi karikatürler ve çizgi romanlar çizmek için işe girdi. Fakat yeterince yaratıcı olmadığı söylenerek işten kovuldu. Hırslanan Walt abisinin yardımıyla kendine küçük bir iş kurdu ,kısa bir süre sonra bir yerlerden ödünç kamera bularak “Laugh-O-Grams” isimli kendi çizgi filmini yarattı. Bundan sonra bir stüdyo satın alıp kendi animasyonları yaratmaya başladı. Çok iyi gittiğini düşünmesine rağmen yine olmadı, iflas etti. Vazgeçmeyi bilmeyen biriydi. Kamerasını satıp Hollywood’a yerleşti. Yönetmenlik için stüdyoların iş ilanlarına başvurmaya başladı. Son çare olarak kardeşi Roy ve arkadaşı karikatürist Iwerks’ün kendisine katılmasını istedi ve birlikte Disney Brother Stüdyosu’nu kurdular. İşler iyi gidiyordu! Iwerks tarafından bir tavşan yaratıldı. Tavşanı çizmemesine rağmen tavşana hareket yetisi kazandıran Walt’tu, buna rağmen artık Walt’a ihtiyaç olmadığına karar verildi. Walt yıkılmıştı ve o andan itibaren artık yalnızca haklarına sahip olduğu, kendi çizdiği karakterler üzerinde çalışacağına karar verdi. Sürekli bir fare karakteri üzerine düşünen Walt ve o hepimizin bildiği çizgi film dünya tarihine giriş yaptı. Walt Disney, 65 yıllık ömrüne 5 Oscar, 31 Akademi Ödülü gibi birçok ödül sığdırdı.

Örneklerden anladığımız üzere bu zamana gelen ve gerçekten kendi alanlarında iz bırakan insanlar hayatın en diplerini görmüş kişilerdir. Asıl önemli olan bu sorunlarla başa çıkıp bulunduğunuz durumdan nasıl kurtulduğunuzdur. Fedakarlıklarınız , alnınızın teri ve hayattan çıkardığınız ders sizin imkansızı başardığınızı gösterir. Sonuçta uzak ve imkansız görünen bir şey, bir anda yakın ve mümkün olabilir.

 

(Visited 26 times, 1 visits today)