Yoğun okul döneminin ardından tatile çıkmaya karar vermiştim. Bu sefer her zamanki gibi ailemle değil tek başıma gidecektim. Uzun bir süre düşündükten sonra Almanya’da yaşayan amcamın yanına gidecektim. Öğrenciydim ve ebeveynlerime çok yük olmak istemiyordum. Bu nedenle daha ekonomik olması açısından İstanbul-Köln uçuş biletimi erkenden almıştım.
Okul kapanmış ve hazırlıklara başlamıştım. 2 gün sonraya uçağım vardı ve her şey eksiksiz görünüyordu. O iki gün gerçekten de geçmek bilmedi. Amcamı, yengemi, kuzenimi çok özlemiştim ve gitmeyi dört gözle bekliyordum. Sabırsız bekleyişlerin ardından sonunda o gün gelmişti. Sabah kahvaltımı yapmış, arabama binmiş ve yola çıkmıştım. Gayet normal ilerlerken bir korna sesi duymamla kolumda bir ağrı hissetmem bir oldu. Ancak bu ağrı dayanılmazdı. Ambulans sesleri gelmeye başladığında ciddi bir kaza yaptığımın farkına vardım. Doktorlar gelip beni arabadan çıkarıp koluma gerekli müdahaleyi yapacaklardı ki kolumun kırık olduğunu anlayıp beni hastaneye sevk ettiler.
Uçağımın kalkmasına 5 dakika vardı ve ben hava alanında değildim. Üstelik kolumu kırmıştım. 2 aylık bekleyişim böyle son bulmuştu. Annemi arayıp kazayı, kolumu kırdığımı ama iyi olduğumu, en kötüsü de uçağımı kaçırdığımı anlatmıştım. Annemler benim tersime uçağı kaçırmama değil kaza yapmama üzülmüşlerdi. Her ne kadar kolum kırılsa da ben gerçekten uçağı kaçırdığıma üzülüyordum. Kendimi toparladıktan ve doktorumla gerekli görüşmeyi yaptıktan sonra bir taksi çağırıp eve geçtim. Annemler de benim uçağı kaçırmama üzülmüşlerdi ama onlar için önemli olan benim kazayı sadece kırıkla atlatmamdı.
Uzun bir bekleyiş ve sabrın ardından bu heyecanımın yanlışlıkla sönen bir mumun hızı gibi sönüp gitmemesi gerekiyordu. Kuzenimle birlikte birçok plan yapmıştık. Ancak yaklaşık 2 ay boyunca yolculuk yapamayacaktım yani yaklaşık 2 ay boyunca eve olmasa da İstanbul’a tıkılmıştım. Böyle üzülme ile bir sonuca varamayacağımı anladıktan sonra ev halime bürünüp yani pijamalarımı ve kedili terliklerimi giyip televizyonun karşısına oturdum. Güzel bir film seçip izlemeye başladım. Her zamanki gibi en heyecanlı kısmında film reklama girince sinirlenip kanallar arasında dolanmaya başladım. Akşam haberlerini sunan bir kanalda “Son Dakika!” yazısını görünce durmadan edemedim. Gördüğüm yazıla şok olmuştum. Televizyonun ekranında kocaman harflerle “İstanbul-Köln arası uçuş yapan uçak arızalandı ve düştü.” yazılmış olan yazıyı görünce birden annemi çağırdım. Artık nasıl bağırdıysam annem de babam da kardeşim de koşarak salona gelmişti. Şaşkın bir şekilde bana bakıyorlardı ve ben de onlara kafamla televizyona bakmalarını işaret ettim. Onlar da benim gibi şok olmuşlardı.
O sırada benim ağzımdan çıkan “Aman Allahım! Gerçekten ucuz kurtulmuşum.” cümlesi üçünün de koşarak bana sarılmalarını sağlamıştı. Bunda biraz da televizyonda gittikçe artan ölü sayısının etkili olduğunu söyleyebilirdim. Sabahtan beri yaptığım kaza, kırılan kolum ve mahvolan tatilim için üzülüyordum. Ancak eğer kazayı yapmasaydım uçağa binecektim ve o düşen uçağın içinde ben de belki bir daha tatil yapamamak üzere diğer insanlar gibi gözlerimi yumacaktım. Gerçekten ucuz atlatmıştım.