10 sene önce… Belki de hayatımın en iyi kararını aldım. Belki o kararı almasam şu an yaşayamayacaktım… Peki, buraya nasıl geldim?
10 sene önce lisede normal bir çocuktum. Lisenin ilk senesiydi ve başka şehirden geldiğim için pek de arkadaşım yoktu. Olmasını da istemiyordum zaten çünkü o zamanlar benim için lisenin tek önemli kısmı verdiği eğitimi alabilmekti. Lisedeki diplomamı alır almaz Ankara’ya geri dönecektim ve üniversite sınavına girecektim. En azından kafamda plan böyle idi. Ama evdeki hesap çarşıya uymaz. Lisenin ikinci senesinde arkadaşsız olmaktan artık pek mutlu değildim.
Artık bir arkadaşım olsun istiyordum. Çok geç olmadan biraz arkadaş edinmek zorundaydım.
Bu arkadaş edinme derdi giderek kötüleşmeye başladı. Lisenin son senesine gelmiştim ve hala arkadaşım yoktu. Arkadaş edinmek zorundaydım. Ve galiba edinmiştim… Bir gün birkaç kişinin plan yaptığını duydum ve onlarla gelebilir miyim diye sordum. Onlar da gelmeme izin verdiler. Bu duruma çok sevinmiştim. Aileme haber verdiğim zaman onlar da çok sevinmişlerdi. Lisede arkadaş edinmemi çok istiyorlardı ve haberi duydukları zaman havalara uçmuşlara kadar abartabilirdim. Her neyse, buluşma günü gelmişti ve arkadaşlarla buluştum. Yeni edindiğim arkadaşlarımla baya yakınlaştım. Uzun bir süre boyunca iyi bir vakit geçirdik. Gün biterken bir daha ne zaman buluşacağımıza karar verdik ve vedalaştık. Gün boyunca arkadaşlarımın vücudunda birkaç yara gördüm. Ne olduğunu sorduğum zaman ise de soruyu cevaplamaktan kaçındılar. Bu durumdan çok şüphelendim ama sesimi çıkartmadım. Daha sonra beni gruplarına eklediler ve gruplarında çok garip sohbetler dönüyordu.
Okuldaki diğer kişilere sordum ama cevap alamadım.
En iyi seçim bu kişiler ile takılmamak olacaktı. Sonraki buluşma için sohbet ederlerken gelemeyeceğimi söyledim. Çünkü onlardaki tuhaflıklar beni rahatsız etmişti. Olaya daha sonradan baktığım zaman kendi kendime “Verdiğim en iyi kararmış.” diyorum.