HAYAT KİME ADİL?

Sonbahar aylarından Kasım’da, Karadeniz Sahil Otoyolu’nda akşam saatlerinde çok acı bir olay yaşandı. Üç kişilik bir ailenin içinde olduğu bir araba kırmızı ışıkta durdu.

Arabayı ailenin tek çocuğu olan 20’li yaşlardaki delikanlı kullanıyordu. Anne sürücünün yanında, baba da arka koltukta oturuyordu.

Herkesin emniyet kemeri takılıydı.Çünkü bu ailenin tüm fertleri ,

hayatın her alanında konulmuş kurallara uyarak yaşamayı biliyordu.Kurallara uymak demek, düzen bozmamak demekti.Düzenin olduğu yerde her kişi yaşamını adil bir şekilde rahatça devam ettirebilir, kimse kimseye zarar vermez ve de herkes birbirinin haklarına saygı duyardı.

Aile hasta ziyaretinden çıkmış, eve dönmek üzere o yoldaydı. Araba yolda ağır ağır ilerlerken aile de kendi aralarında hastanedeki yakınlarının son durumu ile ilgili endişelerini paylaşıyorlardı.

Çarşamba havalimanı kavşağına yaklaşmak üzerelerdi.Kırmızı ışık yandı, genç şoför her kırmızı ışık yandığını gördüğü zaman yaptığını yaptı, ayağını gazdan çekti, ağır ağır fren yaptı ve aracı durdurdu.

Ancak trafik kurallarına uyarak kırmızı ışıkta durmak onların hayatında kapanamayacak bir yaraya dönüştü.

Aynı saatlerde o kavşaktan geçecek bir kamyon ve şoförü daha vardı.

Bu kamyon hamsi taşıyan bir kamyondu.

Şoför saatlerdir direksiyon sallıyordu.

Aslında dinlenmesi gerektiğinin farkında idi.

Ama dinlenmek yerine yola devam etmeyi tercih etmişti.Okadar yorgundu ki, göz kapaklarının kapanması an meselesi idi.Şoför ne kadar hızlı gittiğinin farkında bile değildi.Zatenfarkına varsa bile artık refleksleri de çok zayıflamıştı.

Ve maalesef  hız sınırlarını ihlal eden ve sürücüsü direksiyon başında uyuyakalmış bir kamyon, ailenin içinde olduğu kırmızı ışıkta bekleyen bu binek arabaya çarptı.

Araba onlarca metre sürüklendi ve bir gecekondunun duvarına çarparak durabildi. Kaza sadece sekiz saniye sürmüştü ve arabanın sürücüsünün babası hayatını olay yerinde kaybetti.

Arabanın sürücüsü genç şoför ve anne hayattalardı, bir süre hastanede kaldılar, fiziksel yaraları zamanla kabuk bağladı, iyileşti ama her ikisi de ruhen bitmişlerdi.Artık bir evlat babasını bir eş de kocasını sonsuza kadar göremeyecekti.

Buna neden olan ise bir trafik kazası idi…Neticesi ise korkunçtu.

Kamyonu kullanan şoför o gece karakolda verdiği ilk ifadesinde “yorgundum, uyuya kalmışım” dedi…Tutuklandı.

Olaydan dört ay sonra görülmeye başlanan davanın ilk duruşmasında kamyon sürücüsünün tutuklu yargılanmasına devam edilmesine karar verildi.

Duruşma günü babasını kaybeden genç delikanlı mahkeme salonun önünde duruşmanın başlamasını beklerken,

kamyon sürücüsünün oğlu  yanına geldi ve dudaklarından şu sözler döküldü: “Babam çok iyi bir insandır, malı zamanında işverene yetiştirmek için çabalıyordu. Çok yorulmuş ve uyuyakalmış. Çok pişman kendisi. Acınızı anlıyorum ama lütfen siz de bizim durumumuzu anlayın.” Bu sözleri duyan acılı evladın bir an içi burkuldu. Ama herkesin babası çok kıymetli değil miydi?

Hiçbir hatası olmadan bu dünyadan göçüp giden babası kötüydü sanki!

Evet, olay kazaydı tabi.

Ama sadece adı kazaydı.Eğer şoför dinlenmesi gereken saatte dinlenseydi, uykulu bir şekilde direksiyon başına geçmese idi böyle bir olay yaşanır mıydı?

Kazaya sebep olan şoförün oğlunun da dediği gibi belki bu olay isteyerek olmamıştı ,ama bazı hatalar, zincirleme bir biçimde hatasız bir insanın canını , bir ailenin babasını kaybetmesine sebep olmuştu.

Cezasız mı kalmalıydı (!). Elbette, hayır. Ceza gideni geri getirmeyecek de olsa, hata yapılamasının önüne geçmeyi sağlayabilirdi.

Bir sürü kamyon,otobüs vs. şoför arkadaşları vardı.Olay, gazete ve televizyon haberlerinde de yerini almıştı.

Her biri bu olay neticesinde arkadaşlarının hapiste olduğu haberini duymuşlardı.

Yaşanan acı olay sonunda babasız kalan iki aile vardı; bir baba yaşamını yitirirken ,diğer baba cezaevindeydi. Aslında hepsinin sebebi binek arabanın şoförünün kurallara uyarak kırmızı ışıkta durması, ancak kamyon şoförünün kuralları çiğneyerek  kırmızı ışıkta geçmesiydi.

Hiçbir zaman  hiçbir ceza ölüyü diriltmese de trafik kurallarına uymanın farkındalığını sağlayabilmek ve de aynı hatanın bir kez daha yapılmasını önlemek için cezasız kalmamalıydı.

Adalet yerini bulmalı ve kamyon sürücüsü kanunlarla belirlenmiş oranda ceza almalıydı.

Deliller toplandı, yargılama yapıldı, dosya incelendi ve mahkeme kararını verdi…

Kamyon şoförü yapılan yargılama neticesinde uzun süreli hapis cezası ile cezalandırıldı.

Adalet , hak ve hukuka uygun yaşayana hakkını teslim etmekti.

Ve bu olayda haklı ile haksız ayırt edilmiş, adalet yerini bulmuştu…

(Visited 4 times, 1 visits today)