Zaman su gibi akıp gidiyor , biz farkına bile varmadan yıllar geçiyor . Zaman böylesine hızla akarken bazılarımız onun arkasında kalırız ve hayallerimize veda ederiz ; bazılarımız ile zamanla yaptığımız bu yarışta zamanla başa baş gideriz ve hayallerimizin peşinden koşarız çok az bir kısmımız ise zamanın önüne geçebiliriz . Peki bunu nasıl başarabiliriz ?
Bir gün Northwestern Üniversitesi, Kellog Business Scholl’da İş İdaresi Master dersinde profesör sınıfa girip karşısında duran dünyanın her tarafından seçilmiş olan öğrencilerine kısa süre baktıktan sonra, “Bugün zamanı verimli kullanmak konusunda birlikte bir çalışma yapacağız.” der.
Kürsüye yürüyüp, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarır. Sonrasında kürsünün altından yumruk büyüklüğünde taşları çıkarıp büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye başlar. Kavanozun daha başka taş almayacağına emin olduktan sonra öğrencilerine döner ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sorar.
Öğrenciler— kavanozun başkaca taş almayacağından emin oldukları için hep bir ağızdan “Doldu” diye cevaplarlar.
Profesör “Öyle mi?” cevabının ardından kürsünün altına eğilerek bir kova kırılmış küçük taş çıkartır. Bunları kavanozun içine yavaş yavaş döker. Sonra dikkatli şekilde sallayarak taşların yerleşmesini sağlar. Öğrencilerine döner ve bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sorar.
Bir öğrenci kısık sesle “Dolmadı herhalde” diye cevaplar.
“Doğru” der profesör ve gene kürsünün altına eğilerek bir kova kum alır ve tüm kum taneleri taşların arasına doluncaya kadar yavaş yavaş döker. Gene öğrencilerine döner ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sorar.
Tüm öğrenciler hep bir ağızdan “Hayır” diye bağırırlar.
“Güzel” der profesör ve kürsünün altına eğilerek bir sürahi su alır ve içi taşlarla dolu olan kavanoz ağzına kadar doluncaya dek suyu boşaltır.
Sonra öğrencilerine dönerek “Bu deneyin amacı neydi” diye sorar.
Uyanık bir öğrenci hemen “Zamanımız ne kadar olursa olsun, daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır.” diye atlar ve soruyu cevaplar.
“Hayır!” der profesör. “Bu deneyin asıl anlatmak istediği eğer büyük taşları baştan yerleştirmezseniz küçükler girdikten sonra büyükleri kavanoza hiç bir zaman koyamayacağınız gerçeğidir.”
Öğrenciler şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken profesör devam eder .“Nedir hayatımızdaki büyük taşlar? Çocuklarımız, eşlerimiz, ailemiz, sevdiklerimiz, arkadaşlarımız, işimiz, eğitimimiz, hayallerimiz, sağlığımız, bir eser yaratmak, başkalarına faydalı olmak, onlara bir şey öğretmek! Büyük taşlarınız bunlardan birisi, belki birkaçı, belki hepsi. Bu akşam uyumadan önce iyice düşünün ve hayatınızdaki sizin büyük taşlarınız hangileridir. Karar verin.
Bilin ki, büyük taşlarınızı kavanoza yerleştirmezseniz hiçbir zaman bir daha koyamazsınız, o zaman da ne kendinize, ne de çalıştığınız kuruma, ne de ülkenize faydalı olurusunuz. Bu da iyi bir iş adamı, gerçekte de iyi bir adam olamayacağınızı gösterir.” der ve kendisini şaşkınlıkla izleyen öğrencileri sınıfta bırakarak çıkar gider. Fahri Turgayın Her Zaman Bir Yol Vardır adlı kitabından okuduğum bu hikaye beni oldukça düşünürdü acaba ben kendi öncelliklerimi belirleyebiliyor muyum , kendime yetebiliyor muyum ?
Herkesin hayatında büyük taşları ve çakıl taşları vardır. Sizin büyük taşlarınız neler ? Bunları belirlemeniz ve önceliğinizi onlara vermelisiniz ki hedeflerinize ulaşabilesiniz .
Benim bu hayattaki önceliklerim ailem , arkadaşlarım , başarılarım , sağlığım ve mutluluğum kısacası onlar için savaşmaya değer bulduğum şeyler . ”Peki ben bunları kavanozumun içine sığdırabiliyor muyum , daha fazlasını nasıl yapabilirim ? ” diye sormaya başladım kendi kendime . En büyük önceliklerimden biri olan başarılı olmak benim için sadece iyi notlar olmak ya da iş hayatında bir yerlere gelmek değil hayatımda zevk aldığım şeyi yapmak ve bunu yaparken yaptığım hatalardan ders çıkartıp bir daha aynısını tekrar etmemektir . Başarı yolunda yaptığım her yanlış beni doğruya daha çok yaklaştırır fakat pes etmek en baştan kaybetmemize sebep olur . Başarı her alanda lazım olmak büyük çaba sarf etmek gerektirir.Bunun için çok çalışmak lazımdır.
Pek çok türde başarı vardır; Akademik başarı, kariyerde başarı, okul başarısı vb. gibi çoğalır gider.Bu başarılan hepsinin ayrı bir değeri vardır.Başarı sahibi olmak isteyen insanlarda en önce aranan şartlardan biri sorumluluk sahibi olmaktır.Sorumluluk başarının anahtarıdır. Sorumsuz olan biri ne başarı elde edebilir, ne de hayatında mutlu olabilir.
İkinci büyük taşım olan mutluluk ise başarının ardından zaten gelir , bir şeyleri başardığını bilmek kendisine koyduğu hedefleri ulaşmak , önündeki engelleri aşmak insanları mutlu eder . Aslında mutluluk benim ekstra taşım gibi çünkü diğer taşlarım bana mutluluğu veriyor ailem , arkadaşlarım , başarılarım…
Kavanozuma bu büyük taşları yerleştirdikten sonra küçük çakıl taşlarını yerleştirmeye karar verdim . Yaptığım spor , dünyayı gezmek , iyi bir iş , iyi notlar ve benzeri şeyler geliyor .En sonda ise kum ve su böylece hayatımda her şeye gereken zamanı ve önceliği ayırabiliyorum .
Hayatımızı nasıl yöndirebileceğimiz ve önceliklerimizi nasıl belityeceğimizi anlatan bu videoyı izlemenizi öneririm
https://youtu.be/6_ uvq41Pg N_