Küçük bir kasabada, Ecrin adında bir kız yaşıyordu. Ailesi de orta gelirli bir aileydi fakat Ecrin çok çalışkandı. Hem derslerinde başarılı hem de sanata ilgisi olan Ecrin’in en büyük hayali, bir ressam olmaktı. Küçüklüğünden beri her gün penceresinden dışarı bakıp çizmeye çalıştığı bir ceviz ağacı vardı. Her gün değişiyordu, güzelleşiyordu sanki. Ecrin de her gün sıkılmadan, en küçük detaylarına kadar bu ceviz ağacını yenileyerek çizerdi. Okulu bir gün bir resim yarışması yapmaya karar verdi. Ecrin de haliyle çok heyecanlanmıştı. Fakat tek eksiği, daha önce profesyonel bir tuval ile çalışmamış olmasıydı. Fakat Ecrin kararlıydı. Annesinden gerekli malzemeleri isteyerek internet aracılığıyla kendini geliştirdi ve yarışma gününde, gerçekten hakkını vererek çok güzel bir eser ortaya çıkartmıştı. En küçük detayına kadar çizip gölgelendirdiği bu şaheser, yarışmada birinci sıralamayı almıştı. Ecrin sonuçları görünce neredeyse mutluluktan havalara uçacaktı. Kendisini her gün yılmadan geliştirerek daha donanımlı bir hale getirdiği için çok mutluydu. Ayrıca bu yarışmada aldığı sertifika sayesinde yurt dışında bulunan çok iyi sanat okullarından tam burs alarak okuma hakkı kazandı. Hem ailesini, hem de öğretmenlerini gururlandıran Ecrin, ”Verdiğim en iyi kararmış.” dedi.
HAYALLERİN RENKLERİ: ECRİN’İN YOLCULUĞU
(Visited 6 times, 1 visits today)