Her sabah olduğu gibi bugün de alarmımın beni irite eden sesiyle güne başlamıştım. Bu sesi her duyduğumda telefonumu kırmak istiyordum fakat alarmımın sesini değiştirdiğimde de uyanmakta zorlanıyordum. İnsanlar sabahın bu saatinde uyanıp okula gidince ya da işe gidince nasıl başarılı olurlar anlamıyorum. Zorla uyandırılmış gözleri kapalı halde servise binen bir öğrenciden başarı beklerseniz o da size dönüp bunun olamayacağını söyler. Bence beynimizin en verimli olduğu saat sabah 9.30 sularında başlıyor. Bunları yataktan kalkarken her gün düşünüyordum ve içten içe söyleniyordum. Servisime yetişmek için hızlıca bir şeyler atıştırdım ve evden çıktım.
En büyük pişmanlığım futbol oynamayı ve derslerimi aynı anda yürütemememdir çünkü benim hayatımda en çok zevk aldığım iş futbol oynamaktır. Profesyonel olarak futbol oynamayı hep istemişimdir. Okula vardığımda büyük panoların birisinde elemelerin olacağını gördüm ve adımı hemen yazdırdım. Aileme elemelere katılmak istediğimi söylesem artık yaşımın geçtiğini ve kondisyonumu toparlamamda ve takıma yetişmemde büyük sıkıntılar olacağını söylerlerdi. Hatta izin vermezlerdi ve bu yüzden onlardan habersiz bir şekilde elemelere katılacaktım. Elemelere tam olarak 17 gün vardı ve bu süre boyunca okuldan her geldiğimde o gün ne kadar yorulduğumu göre 2-3 saat antrenman yapıyordum. Son 3 günde antrenmanlarıma 1 saat daha ekledim. Kısacası bu süre boyunca derslerime olan ilgimi minimum düzeye çektim, sadece ödev yapıyordum. Eleme günü geldi ve ben aileme arkadaşlarımla buluşacağım bahanesini söyleyerek elemeye girdim. Bu sıradan bir eleme değildi. Gerçekten profesyonel olmak isteyenler için yetenek avcılarının düzenlediği bir elemeydi. Bu yüzden iyi olup olmadığını dikkatlice inceliyorlardı. Sıra bana geldiğinde karşıma tecrübeli bir defans oyuncusu koydular çünkü ben sol kanatta oynuyordum. Arkadaşlarımla her hafta sonu maça gittiğim için ve orada da karşıma böyle oyuncular geldiği için alışkındım. 5 kere geçmeme hak tanıdılar ve ben hepsinde farklı bir şekilde defans oyuncusunu yenmeyi başarmıştım. Hemen orada beni evimin çok yakınındaki bir takıma yazdılar. Her şey çok hızlı gelişmişti benim için. Eve dönerken bunu aileme nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Bu benim hayatımdı ve ben kendi isteklerimi yapacaktım. Bunu da güzelce aileme söyleyip sindirmelerini sağlayacaktım.
Eve vardığımda aileme bu durumu açıkladım. Bunu sindirmeleri birkaç haftayı aldı ama ben kararımda nettim çünkü sevmediğim bir işte hayatımı harcamaktansa sevdiğim bir işi yaparım. Okuldaki başarım düşüyordu fakat takımımda da yükseliyordum.
Şimdi ise milli takımda oynuyorum ve ligin en iyi takımında yerimi aldım. Bir dilek tuttum, gerçek oldu. Hayatım bir anda değişti. Verdiğim karar beni herkes tarafından bilinen profesyonel bir futbolcu yapmıştı. Hem sevdiğim işi yapıyordum hem de bütün sülaleme yetecek kadar para kazanıyordum. Eğer bir kere daha yaşayabilecek olsaydım hayatımı yine kendi fikirlerimi gerçekleştirmek için her şeyi yapardım. Çünkü bu benim hayatım.