Hayallerin ötesine geçmek mümkünmüş, yeter ki vazgeçme!

Merhaba ben Uzay, 17 yaşındayım. Ailem ile birlikte Amerika California’da yaşıyoruz ama aslında Erzurumluyum. Bunu duyanlar çok şaşırıyor ama ben hala buna neden bu kadar şaşırdıklarını anlayamadım. Fakat sanırım birbirine çok uzak özelliklere sahip oldukları için olabilir ama bence Türkiye her yönden daha iyi. Yemekleri, gezilecek yerleri ve daha sayamadığım onlarca özelliği. Amerika da çok güzel bir yer ama kesinlikle tatil için, burada yaşamak çok zor.  Zaten biz buraya babamın işi zorunluluğu ile geldik babam uzay mühendisi belki uzay ile çok ilgili olduğu için benim ismimi Uzay koymuştur. Annemin ise kendi şirketi var şirketi gözlük ile ilgili kısacası gözlük satıyorlar gözlük dükkanlarının bir tanesi de California Venice Beach’te. Ben bu mağazayı çok seviyorum çünkü günümün yarısından fazlasını Venice Beach’te geçiriyorum. Daha doğrusu oradaki kaykay parkında ben 6 yaşımdan beri kaykay sürüyorum ama tam olarak değil yani tam olarak değil derken ben bacaklarımı kaybettim. Tam 3 yaşımda geçirdiğim küçük bir kaza tüm hayatımı etkiledi ve artık bacaklarım yok ama bu benim hayatımı asla engellemedi her çocuk gibi koşup oynayabildim. Bazen benimle dalga geçtiler ama ben onları hiçbir zaman takmadım, hep çok azimliydim ve sonunda kaykay ile tanıştım. İlk kaykayımı bana doğum günümde rahmetli dedem almıştı tabii o zamanlar küçük olduğum için annem ve babam çok korkuyordu çünkü sakatlanma ihtimalim çok yüksekti ama zaman geçtikçe onlar da bu olaya alıştı. Çünkü çok iyi sürüyordum ve ileride yarışmalara katılmak hayalimdi ve bunu başaracağıma inanıyordum. Günlerden bir gün tekrardan kaykay barkına gittim orada hepimizin tanıdığı bir abi var ismi Joe çok iyi kaykay sürerdi. O gün ben kaykay sürerken beni izlemiş hava kararınca eve dönerken yanıma Joe abi geldi ve bana ‘1 hafta sonra yarışma var katılmak ister misin?’ dedi ve ben tabi ki de kabul ettim. Heyecanla  koşa koşa eve dönüp bunu ailemle paylaştım onlar da en az benim kadar heyecanlandı ve beni desteklediler. Sonunda da o büyük gün geldi çattı heyecanla yarışma arenasına doğru giderken kendimi rahatlatmak için ailemle konuşuyordum o kadar heyecanlandım ki tarif edemem ve sonunda stadyuma gittik çok kalabalıktı stadın ortasında sporcular hareketlerini sergiliyordu ve hakemler onları izleyip puan veriyordu. Sırada ben vardım ismim anons ettiler stada çıktım ve yarışmada en yüksek puanı aldım ve dünya birincisi oldum ve kendi kendime dedim ki. “Hayallerin ötesine geçmek mümkünmüş, yeter ki vazgeçme!”.

(Visited 89 times, 1 visits today)