Sene 2014 yaz tatili, ilk yurt dışı tatilim. Çok heyecanlanmıştım. Hayatımda ilk defa bilmediğim, daha önce hiç gitmediğim, sadece dizilerde, filmlerde gördüğüm, hayalini kurduğum o şehre gidecektim – PARİS’e… Daha önce sizlerle Barcelona ile ilgili bir yazı paylaşmıştım ama Paris benim için çok farklı bir şehir. Her şeyin bir ilki olur derler ya, Paris işte benim ilkim. Paris denince akla gelen ilk şey, tahmin etmesi zor değil: Eiffel Kule(Eyfel) Kulesi.
Gözlerinizi kapatın ve hayal edin. Ayaklarınızın altında koskoca bir şehir, filmlere set haline gelmiş bir yer. Bazen görüyoruz televizyonda, sinemada Eyfel Kulesi altında küçük kırmızı bir araba. Bir de şöyle düşünün; o kuleyi ünlü yapan ne demiri, ne boyası, ne de işçisi… Bir bakıma sadece bir demir yığını… Peki onu bu kadar ünlü yapan nedir? Bu konu hakkında net bir bilgim yok ama bence bulunduğu yerden kaynaklanabilir, şehir içinde. Bir diğeri de bence insanlara güzel, etkileyici bir tanıtım yapmak ya da halk arasındaki deyimiyle ‘reklam’ yapmak.
Sıradaki bir başka ünlü yer ise, herkesin bilmediği ama Paris’te çok ilgi duyulan bir yer. Aslında gerçek anlamda bir köprü olan Aşıklar Köprüsü. Burada insanlar eşleri ya da sevgilileriyle birlikte köprüye kilit asıyorlar. Bir kilit satın alıyorsunuz, kilidin üzerine istediğiniz şeyleri yazıyorsunuz. Sonra eşiniz ya da sevgilinizle bu kilidi köprüye asıp kilidin anahtarını nehre atıyorsunuz. Bunu yaptığı zaman insanlar o kilit açılana kadar aşklarının bitmediğine inanıyor. Ve bu köprüde yüzlerce, binlerce kilit var. Bu kilitlerin her biri bir aşkı anlatıyor.
Ve benim anlatmadan geçemeyeceğim bir yer Disneyland. Eminim hepimizin bildiği birçok Disney film var. Ve bu filmlerin kahramanları, stüdyoları ve daha bir sürü oyuncağın olduğu bir park. İçinde Minnie otelleri bile var ve bu otellerde gerçekten kalabiliyorsunuz. Harika bir şey değil mi? Parkın girişinde filmlerin başında gördüğümüz, üzerinden yıldız kayan o şato sizi karşılıyor. Biraz ön tarafa doğru geçerseniz sizi Walt Disney ve Disney’in en çok bilinen kahramanı Mickey’in el ele tutuştuğu bir heykel var.
Bir başka yazıda görüşmek üzere…