Hayalimde yaşamak istediğim yer, gelişmiş ve büyük bir şehir. Evimin en fazla iki odalı olduğu şirin ve sade dekorlar olan, genellikle beyaz ve bej renginin hakim olduğu duvar ve fayans renkleri, her odada en az bir battaniye ve evin her tarafında yanan kokulu mumlar ve her koltuk ve yatakta beş veya altı yastık. Mutfak küçük ama bunaltıcı değil, geniş ve büyük bir tezgah var. Tezgah o kadar büyük ki üstünde su dolu vazoların içine koyduğum çiçek buketleri duruyor. Evdeki ışıkları neredeyse hiç açmam, loş ışıklı olması daha çok hoşuma gider. Televizyon oldukça büyük ve salon duvarının yarısından fazlasını kaplıyor. Karşısında “L koltuk” duruyor. Üstünde beyaz bir battaniye sanki üstüne atılmış ve orada unutulmuş gibi duruyor. Koltuk ve televizyonun ortasında bej rengi yuvarlak bir sehpa duruyor, üstünde okuduğum kitap, mumlar ve bilgisayarım var. Yerdeki halı beyaz ve tüylü, orta boylarda yani sehpadan sadece biraz daha büyük. Yatak odasında pek zaman geçirmiyorum, vaktim daha çok salonda geçiyor bu yüzden günlük hayatımda kullandığım çoğu eşyam salonda duruyor. Yatak odasında sadece büyük beyaz gardırobum, yatağım ve büyük bej rengi yuvarlak boy aynam var. Yatak odamdaki halı pembe renkli ve salondakine kıyasla odanın yarısını kaplıyor. Baş ucumda duran komodinin üstünde yine vazoya koyduğum solmak üzere olan çiçek var. Yatağım toplu ve düzenli görünüyor, üstünde dekor olarak kullandığım üç gri yastık duruyor. Evde en sevdiğim şey camların büyük ve geniş olması. Böylelikle tüm şehri rahatlıkla görebiliyorum. Şehirde sabahları ferahlatıcı ve serin olur fakat akşam üstüne doğru hava ısınır ve yerini tatlı bir esintiyle ılık bir havaya bırakır. Şehrin iç kısımlarında, birbirine yakın binalar var. Sokakta yürümeye başladığınızda her türlü restoran ve mağaza görebilirsiniz. Aradığınız her şeyi bulabileceğiniz marketler ve alışveriş merkezleri, arkadaşlarınızla ve ailenizle vakit geçirebileceğiniz güzel kafelerden yüzlerce var. Her yolun sonunda ormanlık parklar var ve bir sürü bina olmasına rağmen o binaların sayısından fazla ağaçlar her yerde. Her ırktan insanın yaşadığı bu şehirde insanlar kurallara uyar ve kimse kimseyi yargılamaz, hoşgörülü ve naziktirler. Şehir çok temiz, neredeyse yerlerde bir tane çöp bulamazsınız. Toplu taşımanın oldukça yaygın olduğu bir şehir, böylelikle hava kirliliği de en az düzeyde. Şehrin en güzel yanı ise, gece ortaya çıkıyor. Salonumun penceresinden rahatça izlenen şehir manzarası. Her binanın ışıkları parlak ve renkli bir şekilde bana göz kırpıyor. Yoldan geçen arabalar binanın yüksekliğinden karınca gibi görünüyor ama her biri ışık saçarak geçip gidiyor. Binaların yıldız gibi görünen ışıklarına bakmamak mümkün değil camı açtığımda içeri dolan ılık hava ve dışarıdan gelen müzik sesi beni her seferinde mutlu etmeyi başarıyor.
Hayalimdeki Yer
(Visited 19 times, 1 visits today)