Keşke büyük ve renkli bir yerde yaşasaydım diye hayal kurdum. Orada İngilizce konuşuyorlardı. Trafikte hep birbirlerini bekler ve hiç korna çalmazlardı. Kısacası naziklerdi. Her yerde ağaç ve bahçeler vardı. Özellikle geridönüşüm çöpleri de hazır bekliyordu. O ülkeye gittiğimde İngilizce konuştuklarını biliyordum ama ben İngilizce konuşamıyorum ki! Bu sebeple İngilizce öğrendim. Sonunda bu ülkeye alıştım demiştim ve şehrin adını öğrendim. O kadar güzel bir adı vardı ki, adı Flower’mış, yani çiçek anlamına geliyor.
(Visited 10 times, 1 visits today)