Gözlerimi hayalimdeki evde açmayı umuyormuşçasına açıp yataktan kalktım. Keşke gerçekten yaşamak istediğim yerde olsaydım.
Eğer yaşamak istediğim yeri hiçbir dış faktörü umursamadan seçebilseydim müthiş olurdu hayat şöyle olurdu: Sabah yeni uyandım, daha sabahın erken saatleri ve ben ise küçük ama tatlı odamın beyaz penceresinden sızan kuş seslerine kalktım. Çift kişilik odamın büyük bir çoğunluğunu kaplayan yatağım çok rahat olduğu için ayağa kalkamadım. Bir süre sonra içeri adeta gülümsüyormuşçasına altın sarısı tüylerini zıplatarak köpeğim girdi ve ona yemek vermem gerektiğini hatırladığım için kalktım. Küçük odamın ovale yakın kapısından çıkıp bulut desenli duvar kağıdı olan koridorumda yürüdüm ve mutfağa vardım aşağı inip. Merdivenler çok eğik olduğu için neredeyse takılıp düşüyordum ama neyse ki tam düşecekken merdivenin sonundaki sarıya kaçık komodine tutunup dengemi sağladım. Mutfağa girdiğim anda karşımda beni büyük pencerelerimin arkasındaki deniz manzarası, yanında ise kocaman bir kız tablosu karşıladığı için güne güzel başlamıştım. Bu tablo ve manzara çok güzeldi adeta insanı kapıp uzak diyarlara daldırabilecek türdenlerdi. Ardından antika buzdolabımın tek kapağını açıp köpek mamasını çıkarttıktan sonra mutfağın ortasındaki minik yuvarlak yemek masasının yanına döktüm. Mutfağımın halıları çok güzeldi ve benim kişiliğimi yansıtıyordu. Ve bende sonrasında bej dolap kapaklarını kaldırıp içinden mavi görünümlü bir kupa çıkarıp çay koydum. Ardından çayımı alıp mutfağımdaki diğer büyük küçük bütün tabloları incelemeye başladım. Hepsi müthişti ve beni benden alıyorlardı, ama en sevdiğim yer yemek masasının yanındaki küçük bir halının üstüne koyduğum sallanan koltuktu. Orada sallanırken oturup yandaki plak çalardan bir plak seçip dinlemek çok hoş oluyordu. Bunları incelerken sıkılıp mutfaktan çıkmaya karar verdim ve dar koridorlarımda yürürken koridorların tam aksine çok geniş olan salonuma adım attım ve yerdeki bej halılarımın tüylerinin rahatlığını hissettim. Ardından salonun ortasındaki büyük bitkime bakıp kitaplığımdan bir kitap seçmek için televizyon ünitesinin yanına gittim, o kadar fazla kitaptan bir seçim yapmak elbet zordu ama ben bir kitap seçmiştim bile. Kitabı aldıktan sonra biraz dinlenmek için kocaman televizyonumun karşısındaki l model deri koltuğuma uzandım.
Aradan biraz zaman geçince kalktım ve tüylü halımın üstünde kupam ve kitabımla beraber büyük camlarla çevrili deniz manzaralı balkonuma doğru yol aldım. Vardım ve gün batımına doğru sallanan koltuğumda oturup derin düşüncelere dalmaya hazırlanırken küçük mavimsi kupamdaki çayımdan bir yudum aldım ve başta manzarayı seyredip iyice rahatlamak için klasik müzikle beraber koltukta sallandım.