Her zamanki gibi bir okul günüydü ertesi gün Türkçe sınavım olduğu için gece çalışmaktan pek uyuyamamıştım. Bu sebepten dolayı sınavdan sonraki dersleri adamakıllı dinleyememiştim aslında doğru söylemek gerekirse hiç dinlememiştim. Kafamı koyduğum masada tam üç derstir uyuyordum. Tam da derslerinden ne kadar kayıp verdiğimi ve keşke uyumasaydım diye düşünürken bir anda öğretmenin adımı söyleyen sesi ile kurduğum hayallerden uyandım. Bana tahtaya çıkmamamı, elinde tuttu kovanın içinden bir kağıt seçmemi söyledi. Dersin başlarında ki konuşmaları dinlemediğim için bunun ne olduğunu bilmiyordum . Elime gerektiği kağıdı aldım ve yavaşça açtım. Aslında sınıfın önünde çok gerilirdim ama nedense şu anda çok rahat bir şekilde elindeki kağıtta yazanları okudum.Kağıtta aynı şey yazıyordu”hayalindeki yaşam alanını tanımla”. Kağıtta yazanları okuduğum anda bunu bir sözlü sınav olduğunu ve hocanın bize iki gün önceden haber verdiğini hatırladım. Aslında buna bir cevabım vardı ama şu anda nasıl açıklayacağımı pek emin değilim. Kafamda düşüncelerimi toparladıktan sonra basımı kaldırıp sınıfa döndüm ve konuşmaya başladım.”Hayal ettiğim yer kimsenin olmadığı uçsuz bucaksız bir okyanusun yanıbaşında dağlarla Çimenliklerle çiçeklerle yani kısacası doğayla içiçe olunabilecek bir yer.” Aslında hayal ettiğim yeri şöyle de tanımlayabilirim.”Turkuaz renkli, ahşapları yer yer zedelenmiş eski bir verandası olan küçük bir kulübe. Elimde tadından çok kokusuna hayran olduğum tarçınlı çayım. Verandadan bir adım insem ayaklarım suyla buluşur. Gözlerimi en uzak noktaya, ufuk ve denizin birleştiği yere kilitliyorum. Sanki dünyadan çıkıp onlara ulaşmayı ister gibi. Önümden geçen gemiler küçücükler, birer oyuncak bana küçüklüğümü hatırlatan. Rüzgâr hızlandıkça çalan çanlar ve önümden geçen kuş sürüleri manzarama renk katıyor. Kendimi diğer insanlardan ve kalabalık yerlerden soyutlamış sanki başka bir evrende gibi hissediyorum verandamda tarçınlı çayımı içerken başımı kaldırıp sonu gelmeyen dağlara bakıyorum o kadar güzel o kadar farklıki hep burada oturmak asla kalkmamak bu rüyadan asla uyanmamak istiyorum.” sözlerimi bitirdikten sonra başımı kaldırıp sınıfa baktım herkezin beni hayranlıkla izlediğine ve çok dikkatli dinlediğini şu anda fark ediyordum öğretmenime baktım ve aslında onunda hayal ettim yerine kadar beğendiğini gözlerinden anladım. Öğretmenimiz ben yerime oturduğum zaman şöyle bir açıklama yaptı.” herkesin hayalleri özeldir ve bir o kadar eşsizdir ama önemli olan hayalini nasıl anlattın ve nasıl betimlediğindir” ertesi gün öğretmenim bana bu anlattığım konu hakkında bir yazı yazmamı istedi ben de yazıyı eve gidip yazmak için heyecandan yerimde şimdiden duramıyordum.
Hayalimdeki Ev
(Visited 85 times, 1 visits today)