Eğer hayalimdeki evi tasarlama ve orada yaşama imkanım olsaydı, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek için birçok şey yapardım. Öncelikle, evimin geniş bir bahçesi olmasını isterdim. Bu bahçeye, küçük de olsa, kendime ait bir futbol sahası yaptırırdım. Böylece arkadaşlarımla ya da ailemle birlikte dilediğim zaman futbol oynayabilir, keyifli vakit geçirebilirdim.
Spor benim hayatımın önemli bir parçası olduğu için, evimin en alt katına kapsamlı ve yeterince büyük bir spor salonu inşa ettirirdim. Bu spor salonunda her türlü ekipman bulunur, böylece günlük antrenmanlarımı eksiksiz yapabilirdim. Günümün büyük bir kısmını bu spor alanlarında geçirir hem fiziksel hem de zihinsel olarak kendimi geliştirmeye odaklanırdım.
Futbola olan tutkum sadece oynamakla sınırlı kalmazdı. Beşiktaş’ın maçlarını izleyebilmek için özel bir maç izleme odası tasarlardım. Büyük bir projeksiyon ekranı, rahat koltuklar ve harika bir ses sistemiyle bu oda, adeta bir stadyum atmosferi sunardı. Ailem ve arkadaşlarımla birlikte Beşiktaş’ın maçlarını burada izleyerek heyecanı doyasıya yaşamak isterdim.
Kendi yatak odam ise tam anlamıyla bir konfor alanı olurdu. İçinde geniş, rahat ve tam istediğim gibi bir yatak bulunurdu. Duvarları siyah-beyaz tonlarında dekore eder, Beşiktaş ruhunu her an hissetmek için özel tasarımlar eklerdim. Ayrıca evimin dış cephesine büyük bir Beşiktaş logosu yaptırarak bu sevgimi dışarıdan da yansıtmak isterdim. Eğer böyle bir imkanım olsaydı, hayalimdeki evi bu şekilde tasarlar ve her anını dolu dolu yaşardım. Hem spor yaparak sağlıklı kalır hem de tutkularımı doyasıya yaşayabileceğim mükemmel bir yaşam alanına sahip olurdum.