Ailem benimle hep gurur duymuştur. Okul ve eğitim hayatımda onları hiç üzmedim. Her zaman derslerimi ödevlerimi zamanında yaptım ve hep çok güzel notlar aldım. Annem ve babam benim çok iyi bir doktor olacağımı söylerlerdi. Ancak ben ise okul hayatımda bu başarılarımdan çok daha fazla dans ederken mutlu oluyordum. Sonunda lise son sınıf oldum ve çok fazla ders çalıştım. Üniversiteye giriş sınavına büyük bir heyecanla girdim. Sonuçlar açıklandığında annem ve babam gözyaşlarını tutamadılar. Çünkü Tıp Fakültesini kazanmıştım.
Ancak aynı zamanda da Amerika’daki bir okuldan Güzel Sanatlar Fakültesi Dans Bölümü’nü kazandığımı öğrendim. Bütün hayallerim gerçek olmuştu. Aileme bunu anlatmam gerekiyordu. Ben aslında küçüklükten beri dans etmek istiyordum. Hayatım boyunca mutlu olacağım bir meslek seçmiştim. Her zamanki gibi bu kararıma da destek olmalarını istedim. Fakat kararsız kaldılar. Ben de onlara çevremdeki ünlülerden örnek verdim. Örneğin, Ferhat Göçer önce tıp fakültesinden mezun olmuş, daha sonra istediği meslek olan şarkıcı olmuştur. Bunu söylediğimde hayallerimden yani dans etmekten vazgeçemeyeceğimi anladılar ve kabul ettiler.