HAYAL SEYAHATİ

“Ne kadar çılgın bir fikir olurdu değil mi Sıla?” dedi İrem. İrem benim en yakın arkadaşımdı. Birlikte zor, iyi, güzel, kötü günler atlatmıştık. Arkadaşımın bana gülümseyen yüzüne baktım. Saçlarıyla aynı renk koyu kahverengi gözleri merakla parlıyordu. Sorduğu soruya ne cevap vereceğimi bekliyordu. “Sana hak veriyorum çok çılgınca olurdu. Fakat bazen böyle çılgınlıklar yapabilmeliyiz bence.” dedim. İrem ile yarıyıl tatilinde baş başa ikimiz İtalya’ya tatile mi gitsek diye düşünüyorduk. Aniden bir hafta önce aklımıza esen bu fikir ikimize de cazip gelmişti. Ancak bu fikrin ne kadar olumlu yanları varsa olumsuz yanları da vardı. Öncellikle İtalya’ya gitmek çok eğlenceli olur, yeni bir kültür öğrenir, daha önce hiç gitmediğimiz yerleri gezer ama en önemlisi aramızdaki arkadaşlık bağını güçlendirmiş olurduk. Lakin aynı zamanda bu çok da masraflı olurdu. İrem bana hak verdiğini söyledi. İkimiz de telefonlarımızdan uçak fiyatlarına bakmaya başladık. Bir kaç gün sonra ikimiz de detaylıca bir araştırma yapmıştık. Bütçemize uygun konaklayabileceğimiz bir otele rezervasyon yaptırdık ve aralarından en ucuz fiyatlı uçak biletinden iki tane almıştık. Geriye tek kalan şey hazırlanmaktı. Gitmemize bir haftadan az kalmıştı. İçim kıpır kıpırdı. Sanki içimde kelebekler uçuşuyordu. Her gün gittikçe daha da heyecanlanıyordum. Bir kaç gün sonra sonunda gitmemize bir gün kalmıştı. Aynaya baktım. Kendime gülümsedim. Yemyeşil gözlerimdeki ışık ne kadar heyecanlı olduğumu belli ediyordu. Götüreceğim kıyafetleri seçmeye başladım. Gri kotumu, siyah taytımı, bir kaç kazak ve t-shirt aldım yanıma. Ne de olsa çok fazla kalmayacaktık. Sadece dört gün üç gece kalacaktık. Fakat neredeyse tüm paramızı bu gezi için harcamıştık. Gece gözüme bir gram uyku girmedi. O kadar heyecanlı ve mutluydum ki. Saate baktım. Saat biri on geçiyordu. Bir anda gözlerim fal taşı gibi açıldı. Sabah uçağa yetişmek için beşte kalkmam gerekiyordu. Hemen gözlerimi kapadım ve uyumaya çalıştım. Bir süre sonra uyumuş olmalıyım ki gözlerimi açtığımda alarmım çalıyordu. Saat beş olmuştu. Uykulu bir şekilde yataktan kalktım ve hazırlanmaya başladım. Dün akşam seçtiğim kıyafetleri giydim ve dişimi fırçaladım. Saçımı da yaptıktan sonra telefonumu ve bavulumu alıp evden çıktım. İrem beni kapının önünde bekliyordu. Nerede kaldın diye beni azarlarken ben yarı uykulu bir şekilde onun ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Neyse ki arabayı o kullanacaktı. Bavullarımızı bagaja sıkıştırdıktan sonra arabaya bindik ve havalimanına doğru olan yolculuğumuz başladı. Arabada uyumuştum herhalde çünkü İrem ,Uyan uyan!, diye bana bağırırken gözlerimi açtım. Pencereden dışarıya baktığımda havalimanını gördüm. O anki heyecandan tüm uykum hemen silinip yok oldu. Havalimanına girdik ve bazı kontrol ve işlemlerden sonra uçağa bindik. İrem ile yan yana oturuyorduk. Bir anlaşma yapmıştık. Ben İtalya’ya giderken cam kenarında o ise dönerken cam kenarında oturacaktı. Pilot bir anons yaptı fakat ben ne demek istediğini hiç anlamamıştım. Uçak kalkmaya başladığında İrem ile el ele tutuştuk. Sevinçten bağırmamak için elimden geleni yaptım. Camdan dışarı baktığımda her saniye daha da yaygınlaşan bembeyaz bulutları gördüm. Çok mutluydum. En büyük hayallerimden biri gerçekleşmişti.

(Visited 50 times, 1 visits today)