HAYAL Mİ GERÇEK Mİ?

Hayalinizdeki evi tarif eder misiniz diye sorduğunuzda çevrenizdeki insanların çoğu şato gibi, saray gibi evlerden bahsedecektir size. Eee ne de olsa hayal kurmak bedava. Hayalinizdeki eve istediğiniz kadar oda ekleyebilir, istediğiniz mobilyalarla döşeyebilirsiniz. Evinizi çok büyük bir bahçenin ortasına koyup, yanına da büyük bir havuz ekleyebilirsiniz. Ama biraz olsun gerçek dünyaya dönersek, o koskocaman olmasını istediğimiz evin aslında çoğu zaman hiçbir işimize yaramayacak birçok odadan ve o odaları doldurmak için para dökeceğimiz birçok eşyadan oluşacağını görürüz.
Benim hayalimdeki evde ihtiyaç dışı bir tane oda ya da mobilya bulamazsınız. Örneğin sadece misafirden misafire kullanılan ama evin büyük kısmını işgal eden misafir odası yok hayalimdeki evde. Evimin salonunu misafir odasına değil tüm ailenin birlikte vakit geçireceği bir yaşam alanına dönüştürmek isterim. Bu odayı da üstümüze üstümüze gelen kocaman mobilyalar yerine birkaç rahat koltuk ve kanepe ile döşerim. Televizyon sehpası da bu odadaki tek mobilyam olur muhtemelen. Sonuç olarak geriye hem insana ferahlık veren koca bir alan kalır hem de odada gösterişli mobilyalar olmayacağı için toz almak gibi dünyanın en sıkıcı ve vakit alan işinden kurtulmuş oluruz. Hatta bu odayı mutfakla birleştirip hem salonu hem de mutfağı daha da ferahlatırım. Ayrıca, mutfak işleriyle uğraşırken, zaten günlük telaş içerisinde çok az bir arada olabildiğimiz evin diğer bireyleri ile de iletişimimiz kesilmemiş olur. Tabi ki evdeki her birey için de küçük ve az eşyalı birer oda olmasını isterim. Evimizin ana yaşam alanı salonumuz olacağı için bu odaların abartılı olmasına tabi ki gerek yok. Küçük de olsa bir bahçemizin ya da bahçe gibi düzenleyebileceğimiz bir terasımızın olmasını da çok lüks karşılamazsınız umarım.
Biliyorum, hayalimdeki ev beklentilerinize cevap vermedi. Belki siz de masallardaki şatolardan birisini tarif etmemi bekliyordunuz. Ama detaylar ve abartılar bizi mutlu etmek yerine çoğu zaman sadece yoruyor. Çünkü onları elde etmek ve ayakta tutmak paramızı, zamanımızı ve enerjimizi çalıyor. Bu çabalar bugünün mutluluklarını yaşamamıza engel oluyor. Ama mütevazilik ve sadelik sizi mutlu eder. Sizi bankalara borçlandırmaz, temizlik için hafta sonlarınızı sizden çalmaz. Isınmak için servet ödetmez. Aksine paranız, zamanınız ve enerjiniz size kalır. Siz de bütün huzurunuz ile sevdiklerinize…

(Visited 137 times, 1 visits today)