Bir gün gökkuşağının altında otururken bir kapı belirdiğini düşünün. Bu kapının içinden nasıl bir gezegen çıkardı? Bence bu gezegen belirli renklerde olurdu ve etrafında da halkaları olurdu. Her bir halkanın üzerinde sizin en büyük hayallerinizden biri var. Hayalleriniz ne kadar pozitifse o renkler gezegene yansır ve gezegenin renkleri ortaya çıkar. Eğer hayalleriniz negatif ise siyah beyaz bir taş ortaya çıkar, buna “gezegen” denemez bile. Sadece siyah beyaz, sert ve her zaman havası kötü olan bir taş. Öyle bir gezegenin kendi gezegeniniz olmasını istemezdiniz.
Gezegeninizin büyüklüğü, kurduğunuz hayallerin gerçekleşme ihtimallerine göre hesaplanmıştır. Eğer bir kedi istiyorsanız bu gezegen çok büyük olur, ama eğer bir tek boynuzlu at istiyorsanız gezegeniniz çok küçük olur. Hemen üzülmeyin çünkü kurduğunuz her hayal kendi gezegeninizde gerçekleşiyor. Dünya’da bir tek boynuzlu atınız olmayabilir ama kendi gezegeninizde yüzlerce tek boynuzlu atınız olabilir.
Gezegeninizin şekli yuvarlak değildir. Kurduğunuz en büyük hayalin formundadır. Eğer bir köpek istiyorsanız, gezegeniniz köpek formunda olur. Bu her şey için geçerlidir. İster tek boynuzlu at olsun, ister kedi..
Bu verilenlere göre, kendi gezegeninizde yaşamak ister miydiniz?